Esas No: 2022/5242
Karar No: 2022/6878
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5242 Esas 2022/6878 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/5242 E. , 2022/6878 K."İçtihat Metni"
: ANKARA 10. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki bulunduğu brüt 23,076 m² kapalı alana sahip taşınmazın göz hastanesi olarak kullanılmak amacıyla 15/08/2013 tarihli sözleşme ile davalıya on yıl süreliğine kiraya verdiğini, anılan sözleşmenin 3. maddesinde; "...kiraya veren, kiracının iş bu sözleşme süresinin sonunu beklemeden feshetmesi durumunda, diğer talep hakları saklı kalmak kaydıyla erken fesih tarihinden geçerli olmak üzere kalan dönemlere ait kira bedelleri muacceliyet kesbedecek olması nedeni ile tazminata hak kazanacaktır…”, 6. maddesinde de; “kiraya veren kiralananı iş bu sözleşmenin imzalanmasını müteakip sözleşme eki imalat projesinin ve sistemin taraflarca karşılıklı olarak onaylandığı tarihten itibaren en geç 01/04/2014 tarihinden itibaren kiracıya teslim edilecektir” hükmünün bulunduğunu, bu sözleşme hükmü gereğince kiralananın göz hastanesi olarak kullanılması amacıyla gereken imalatlara başladığını ve mecurun süresinde davalı tarafa teslimi için tüm gayreti gösterdiğini; ancak, davalı idarenin 19/12/2013 tarihli yazısı ile söz konusu kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini bildirmesi üzerine, Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/11 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, tespit raporuna göre imalat bedelinin 3.073.816,84TL olarak belirlendiğini ileri sürerek; şimdilik yapılan imalatlar için 10.000TL'nin, erken fesih nedeniyle sözleşmenin 3. maddesi uyarınca 1.000TL cezai şart alacağının, yeni sözleşmeler yapma fırsatını kaçırması ve taşeronlarla imzalanmış sözleşmeler nedeniyle uğradığı menfi zararlarına karşılık şimdilik 1.000TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25/06/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de imalat bedelini 3.073.816,84 TL'ye, erken fesih nedeniyle cezai şart alacağını 65.136.000 TL'ye artırmıştır.
Davalı; davacı tarafından dava konusu taşınmazın asgari kullanımı için zorunlu olarak tadilat yapıldığını, davacının taşınmazı kiralaması için bu tadilatları yapmak zorunda olduğunu, söz konusu tadilatların hastane kurulmasına yönelik medikal göz, ameliyathane, yoğun bakım donanımları ve anti-bakteriyel alanları vb. kapsamadığını, bu tadilatların hangi tarihte yapıldığının da belli olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, davacının dava konusu taşınmazı sözleşme hükümleri uyarınca hastane kullanımına uygun hale getirmek için yapmış olduğu masrafa dair açılan davanın kabulü ile 3.073.816,84 TL'nin ve cezai şart olarak 6.900.000TL'nin davalıdan tahsiline, menfi zarar adı altında talep edilen tazminat isteminin reddine dair verilen karar; taraf vekillerinin istinafı üzerine, bölge adliye mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının dava konusu taşınmazı sözleşme hükümleri uyarınca hastane kullanımına uygun hale getirmek için yapmış olduğu masrafa dair açılan davanın kabulü ile 3.073.816,84TL'nin davalıdan tahsiline, sözleşmede taşınmazdaki tadilatların 01/04/2014 tarihine kadar yapılması ve kiracı tarafından yapılan imalatların kullanım amacına uygun olup olmadığının denetlenip kabulü halinde kira sözleşmesinin başlayacağı kararlaştırılmış olması karşısında, 15/08/2013 tarihli sözleşmenin, ilerde yapılacak olan kira sözleşmesinin ön sözleşmesi mahiyetinde olduğundan cezai şart istenemeyeceği gerekçesiyle cezai şart alacağı ve menfi zarar tazminatı istemlerinin reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 16/10/2018 tarihli ve 2018/3086 Esas 2018/10084 Karar sayılı kararla; Davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, (...Taraflar arasında akdedilen önsözleşmenin 6. maddesi hükmüne göre, davacının taşınmazda imalat projesine uygun olarak tadilatlar yaptığının anlaşıldığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tadilat projesine göre yapılan tüm imalatların değeri hesaplanmış ise de; yapılan tadilatların bir kısmının taşınmazın göz hastanesi haline getirilmesi için yapıldığı ve taşınmazın göz hastanesi olarak kullanılmaması durumunda fayda sağlamayacağı, bir kısmının ise, taşınmazda zorunlu olarak bulunması gereken ve taşınmazın başka amaçla kiraya verilmesinde de değerini artıracak tadilatlar olduğunun açıkça belirtildiği, mahkemece; bilirkişilerden ek rapor alınarak kiralananda taşınmazın göz hastanesi olarak kullanılması için yapılan tadilatların ve tespit edilen değerin hükmedilmesi gerekir...) gerekçesiyle bozulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, 2.587.955,92TL'nin 10.000TL'sinin dava tarihinden, bakiye 2.577.955,92TL'nin ıslah tarihi olan 25/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 21/09/2021 tarihli ve 2020/12232 Esas 2021/8772 Karar sayılı kararla; tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra bölge adliye mahkemesince, kiralananda taşınmazın göz hastanesi olarak kullanılması için yapılan tadilatlar tespit edilerek, değerine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin bozma kararına aykırı olacak şekilde karar verilmesinin ve bundan ayrı, asansörlerin montaj ve demontaj bedellerinin yanı sıra ikinci el değerleri ile gerçek değerleri arasındaki farkın da tespit edilmek suretiyle tahsiline hükmedilmesi gerektiği, yine karara esas alınan bilirkişi raporunda asansörlerin montaj bedelleri ve buna bağlı olarak belirlenen demontaj bedellerine ilişkin yapılan hesaplamalarda işlem hatalarının bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, bilirkişilerin 29/03/2022 tarihli 3. ek raporu uyarınca 1.047.228,92TL'nin (484.528TL elektrik tesisat işleri, 533.032,92TL mekanik, sıhhi tesisat işleri, 29.668TL asansörlerin gerçek değeri ile ikinci el değerleri arasındaki fark) 10.000TL'sinin dava tarihi olan 24/10/2014'den itibaren bakiye 1.037.228,92TL'nin ıslah tarihi olan 25/06/2015 tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Karar ve ilam harçları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde yargılama giderleri arasında gösterilmiş olup, Kanun'da yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (m.326).
Davanın kabulü halinde başvuru ve kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan nisbi karar ve ilam harcının HMK'nın 323.maddesi gereği davalıya yükletilmesi gerekirse de, somut olayda davalı ..., 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/1-j hükmüne göre harçtan muaftır.
Buna göre bölge adliye mahkemesince; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/1-j maddesi hükmü uyarınca davalının harçtan muaf olduğu gözetilerek, peşin alınan karar ve ilam harcının davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, davacı tarafından yatırılan harcın tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) ve (5) nolu bentleri çıkartılarak yerine " 4- Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca davalı Bakanlık harçtan muaf olduğundan peşin alınan toplam 1.164.853,17 TL harcın istek halinde davacıya iadesine," bendinin yazılmasını, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.