Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5129
Karar No: 2022/6952
Karar Tarihi: 22.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5129 Esas 2022/6952 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı İsveç vatandaşı, İstanbul'da ev almaya karar vermiş ve davalı şirket çalışanları tarafından yönlendirilerek davalı şirketin temsilcisi olan davalı tarafından bir daire alım-satım sözleşmesi imzalamış. Davacı dairenin teslim edilmemesi ve dolandırıldığını anladığını belirterek, davalıların zararından sorumlu tutulmasını istemiş. Mahkeme, davalı şirket ile hiçbir hukuki ilişki bulunmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar vermiş ve diğer davalı yönünden kısmen kabul ederek tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Ancak Yargıtay, ceza mahkemesi kararının maddi vakıaların tespiti konusunda kesin delil niteliği taşıdığını hatırlatarak, ceza dosyasının sonucuna göre karar verilmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2022/5129 E.  ,  2022/6952 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. yönünden reddine, davalı ... yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; İsveç vatandaşı olduğunu, İstanbul’da ev almaya karar verdiğini, davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin satış ve pazarlama görevlilerince satış yetkisi verilen acente tarafından avukat olduğu belirtilen davalı ...’e yönlendirildiğini, davalı ... ile İstanbul Symbol projesinden bir daire satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalı ...'ün banka hesabına 14.414 Euro satış bedelini ödediğini, ancak satın aldığı dairenin teslim edilmesini beklerken dolandırıldığını anladığını, sözleşme yapma yetkisi olmadığı halde sözleşme düzenleyip kendisinden para tahsil eden davalı ...'ün haksız fiilinden kaynaklı olarak zararından sorumlu olduğunu, davalı şirket çalışanları olan dava dışı ... ve ...’ın ise kendilerini satışa aracılık eden acentelere satış direktörü olarak tanıttığını, sonrasında davalı şirket tarafından kendisine bu kişilerin işlerine son verildiğinin bildirildiğini, gönderilen maillerde bizzat şirket logosunun ve mail adreslerinin kullanıldığını, bu sebeple davalı şirketin de adam çalıştıran sıfatı ile zararından sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ödediği 14.414 Euro karşılığı 50.160 TL ile ödeme tarihinden itibaren işleyen 312 Euro karşılığı 1.085 TL ve 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... davaya cevap vermemiş; davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş., davalı ...'ün sahte belge düzenleyerek davacıyı dolandırdığını, sözleşmenin, kaşenin ve mail adreslerinin sahte olduğunu, kendileriyle hiçbir bağlantısının olmadığını, davacının sahte kaşeler ve baskılı evraklarla, sahte sözleşmelerle, sahte e-mail adresleriyle aldatıldığını, satış ofisine gelen herkese bilgi ve broşür verdiklerini, dava dışı emlak şirketi çalışanları ile diğer davalı arasında bir işbirliği olduğunu, bu şekilde çok
    -2-
    sayıda kişiyi dolandırdıklarını, kendilerini arayan bir kişinin dava dışı bir şirket üzerinde taşınmaz aldığını beyan etmesi üzerine durumun ortaya çıktığını, davacının da kusurunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, 50.160,00 TL maddi tazminat ile 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı eldeki dava ile, İstanbul’da ev almaya karar verdiğini, davalı şirket çalışanlarınca yetkilendirilen acente tarafından davalı ...’e yönlendirildiğini, bunun üzerine davalı ...’ün şirket adına kendisi ile bir taşınmaz satış sözleşmesi imzaladığını, taşınmaz satış bedelinin bir kısmını davalı ...’ün hesabına gönderdiğini, sonrasında dolandırıldığını anladığını, davalı ...’ün davalı şirket çalışanları ile işbirliği içerisinde olduğunu, davalı şirketin logosunun, e-mail adresinin kullanıldığını, bu sebeple davalı şirketin de adam çalıştıran sıfatı ile davalı ... ile birlikte zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödediği bedelin tahsili ile manevi tazminat talebinde bulunmuş; mahkemece, davalı ...’ün yetkili olmamasına rağmen davacı ile satış sözleşmesi yaparak davacıdan satış bedelini tahsil etmesi sebebiyle davacının zararından sorumlu olduğu, ancak davalı şirkete karşı, davalı ... ile arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmaması sebebiyle husumet yöneltilemeyeceği, dosya kapsamından edinilen kanaat doğrultusunda ceza dava dosyasının bekletici mesele yapılmasında bir fayda görülmediği gerekçesiyle, davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/143 Esas sayılı dosyasında, davacı ile dava konusu sözleşmeyi imzaladığı anlaşılan davalı ..., davalı şirket çalışanı olduğu belirtilen ... ve ... ile davalı şirketin temsilcisi Paşa Karadeniz hakkında davaya konu olaya ilişkin ceza yargılamasının devam ettiği anlaşılmaktadır.
    6098 sayılı Borçlar Kanununun 74. maddesi hükmüne göre “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” Dolayısıyla ceza mahkemesince verilen beraat kararı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide gerekse Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/11-92 E 2018/1362 K sayılı kararı)
    -3-
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; ceza mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararı ve bu yargılama neticesinde varlığı tespit edilen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayıcı olduğundan mahkemece, ceza dosyası neticesi beklenerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun gö zardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının ve davalı ...’ün sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ve davalı ...’ün sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi