Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7903
Karar No: 2021/2751
Karar Tarihi: 04.03.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7903 Esas 2021/2751 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Mahkeme, bir çalışanın hizmet sürelerinin tespit edilmesine ilişkin dava hakkında karar vermektedir. Mahkeme, işverenin \"sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler\" olarak tanımlandığına dikkat çeker ve bu tür davaların işverenlere yöneltilmesi gerektiğini belirtir. Ayrıca, tarafa taraf olabilme yeteneğine \"taraf ehliyeti\" denir ve Medeni Hukuk kanununa göre belirlenir. Mahkeme, bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğunu ve gerçeğe aykırı sigortalılık süreleri edinme durumlarının önlenmesi gerektiğini vurgular. Mahkeme, davacının çalışma süresinin tam olarak belirlenmesi için işyeri özlük dosyası, Kurum sicil dosyası ve işyerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği gibi birkaç faktöre bakılması gerektiğini belirtir. Dahası, işyeri personeli tarafından sağlanan tanıklıklar da önemlidir ve bu tanıkların inandırıcılığı üzerinde durulmalıdır. Mahkeme en sonunda, davalıların taraf ehliyetlerine ve mahkemenin işyerinde gerçekleşen çalışmaları belirlemek için yapması gereken araştırmalara ilişkin hükümler vermektedir. Kararda geçen kanun maddeleri 506 sayılı Kanunun 4. ve 79/10. maddeleridir.
10. Hukuk Dairesi         2020/7903 E.  ,  2021/2751 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    ...

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyarak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar ... ve Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Öncelikle açıklanması gerekir ki 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde işveren "sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler" olarak tanımlanmıştır. "Çalıştıran" olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen "işvereni" ifade etmektedir. Bu tür tespit davalarının sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
    Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarih ve 2007/5-972 Esas, 2007/972 Karar sayılı ilamı) .
    Davada sıfat dava şartlarından değildir, çünkü davada sıfat bir usul hukuku konusu değil, doğrudan doğruya maddi hukuk konusudur. Sıfat bir dava şartı olmamasına rağmen, davanın her aşamasında ileri sürülebilir veya mahkemece kendiliğinden (resen) göz önüne alınır. (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi-Genişletilmiş 2. Baskı-Ankara 2013-Sayfa 557-558) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 04/11/1998 tarih ve 6/757 Esas 793 karar sayılı kararı da aynı yöndedir. Buna göre, "Bir kişinin belli bir davada davalı sıfatına haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı Yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir defi de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.”
    Bununla birlikte davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Eldeki dosyada davacı, davalı işyeri nezdinde 01/06/1984 tarihinden 1992 yılına kadar geçen hizmetlerinin tespiti ile 01/06/1984 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak dava dışı... Pazarlama A.Ş. nin ihyası ve şirkete tasfiye memuru atanması sağlanarak şirketin davaya dahilinin sağlandığı, duruşmalarda dinlenen davacı tanık beyanları ve bordrolu tek bir tanığın beyanı ile yazılı şekilde sonuca gidilmiş ise de tek bir bordrolu çalışanının beyanı ile varılan bu sonuç hatalıdır.
    Öte yandan, 01/06/1984 tarihli işe giriş bildirgesinin davacı adına ... s.s. no"lu davalı şirket tarafından düzenlenmekle bildirgenin Kurum kayıtlarına intikal ettirildiği, davalı şirketin de 01/06/1984-31/12/1998 tarihleri arasında Kanun kapsamında olup ihtilaf konusu tüm dönemde ( kısmen kabule göre, 01/06/1984-01/08/1986 tarihleri arası) faaliyetine devam ettiği dikkate alındığında hizmetin davalı şirket işyerinde geçtiğinin kabulü ile “davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine,” karar verilmesi gerekir iken hatalı değerlendirme neticesi yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş, davalı ..,. sicil no lu şirket işyerinde çalışan sigortalı sayısının çok olması, çalışanların re’sen tanık olarak belirlenmeleri halinde uzun süre öncesine ait çalışmayı hatırlamaları kendilerinden beklenemeyeceğinden öncelikle davacıya davalı işyerinde geçen hizmetini bilebilecek nitelikte olan bordrolu, birlikte çalıştığı kimseler Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31’inci maddesi kapsamında açıklattırılmalı, tespit edilecek bu şahısların tanık olarak beyanları alınmalı, davacının her hangi bir bordrolu tanık listesi bildirememesi halinde muhasebeci, personel işleri çalışanı gibi davacının çalışmalarını bilebilecek nitelikte bordrolu tanıkların varlığı araştırılmalı, bulunamaması halinde bu işyerlerine yakın komşu işyerlerindeki çalışanlar tespit edilerek beyanları alınmalı ve resen araştırma ilkesi çerçevesinde gerektiğinde araştırma genişletilmeli ve toplanan deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma neticesi yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalılar ... ve Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."na iadesine, 04/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi