(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/4617 E. , 2012/5629 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.01.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, maliki olduğu 5, 17, 25, 49, 71, 92, 136 ve 178 parsel sayılı taşınmazları 25.08.2008 tarihinde bir yıl süreyle dönümü üç ölçek bedel ile davalıya kiraladığını, kira sözleşmesinin köy karar defterine işlendiğini, davalının sözleşmenin boş kalan bölümlerini doldurarak 01.09.2007-01.09.2017 tarihleri arasında bedelsiz kiralandığını yazdığını, taşınmazları fuzuli yere işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve 750 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, kira sözleşmesine dayanarak taşınmazları kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Harçlar Kanununun 16/1. maddesi “...müdahalenin men’i, tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır.” hükmünü içermektedir. 1086 sayılı HUMK"nun 1. maddesinde de “Görev, dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde, davanın açıldığı gündeki değer esas tutulmak üzere, aşağıdaki maddeler hükümleri uygulanır” hükmünü taşımaktadır.
Somut olayda davacı, 5, 17, 25, 49, 71, 92, 136 ve 178 parsel sayılı taşınmazları davalının fuzuli şagil olarak kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir. Mahkemece, davalının söz konusu taşınmazları kira sözleşmesine dayanarak kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde ileri sürülen anlatıma göre olaya uygulanacak yasa hükümlerini bulmak ve onu uygulamak 6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi gereğince hakime ait bir görevdir. Davacının amacının maliki bulunduğu taşınmazlara mülkiyet hakkına dayanarak elatmanın önlenmesi istemi olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Böyle bir davada görev dava konusu taşınmazların değerlerinin toplamına göre belirlenir. Dava konusu taşınmazların değerlerinin toplamının dava tarihinde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırı içinde kaldığının kabulü hayatın olağan akışına uygun düşmez. Bu nedenle, kamu düzenine ilişkin olan görev hususu re"sen gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken çekişmenin esasının incelenerek hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.