Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4687
Karar No: 2022/6444
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4687 Esas 2022/6444 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalı ile ortaklaşa emlakçılık ve iş takipçiliği yapmış, iş karşılığı aldığı bağımsız bölümün davalı tarafından kötü niyetli şekilde kiraya verildiğini iddia etmiş ve taşınmazın değeri ile kira gelirinden oluşan alacağını talep etmiş. İlk derece mahkemesi, davacının dava ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş. Bölge adliye mahkemesi bu kararı onaylamıştır. Ancak Yargıtay, ilk derece mahkemesinin kararında hata olduğu gerekçesiyle bölge adliye mahkemesinin kararını bozmuştur. Yargıtay kararına göre, bölge adliye mahkemesi gerekçesinde hata olduğunu tespit ederek, yeniden esas hakkında karar vermesi gerekiyordu. Kanunlar ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi yargılama eksikliği olmaması halinde yeniden yargılama yapılmayacağını, kararın gerekçesinde hata olması halinde düzeltme yapılabileceğini belirtir. Yargıtay kararı gereği, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. Karar, 2022/4687 E. ve 2022/6444 K. numaralı Hukuk Dairesi kararıdır. Kanun maddeleri ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi ve 371 ve 373 üncü maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi         2022/4687 E.  ,  2022/6444 K.

    "İçtihat Metni"

    KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; 2009 – 2010 yılları arası davalı ile ortaklaşa emlakçılık ve iş takipçiliği yaptığını, yapılan iş karşılığında davaya konu bağımsız bölümün iş sahibi taşınmaz malikleri tarafından davalı ile kendisine verildiğini, ancak tapu devrinin yapılmadığını, dairedeki ½ hissesini 23/07/2010 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi ile dava dışı ...'ye sattığını, işbu satışa davalının da rıza gösterdiğini, buna rağmen taşınmazın tapuda davalının oğlu adına tescil edildiğini ve davalı tarafından kiraya verildiğini öğrendiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, haksız kazanç sağladığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenecek olan rayiç değerinden şimdilik 150.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; 23/07/2010 tarihinden bugüne kadar taşınmazdan elde edilecek kira gelirinden ise şimdilik 20.000 TL’nin işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davaya konu bağımsız bölümü oğlu adına bizzat bedelini arsa sahiplerine ödeyerek satın aldığını, işbu dairenin ortaklık faaliyeti kapsamında edinilen daire olmadığını, bahse konu taşınmaz satış sözleşmesini de tanık sıfatıyla imzaladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asli müdahale talebinde bulunan ...; davacının davaya konu taşınmazdaki hissesini kendisine sattığını, bu hususun her iki tarafın da kabulünde olduğunu, bu nedenle davaya konu alacağı talep etme hakkının bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenecek olan rayiç değerinden şimdilik 150.000 TL ile kira alacağı olarak 20.000 TL’nin taşınmaz satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacının dava konusu taşınmazdaki hissesini asli müdahale talebinde bulunan ...'ye sattığı, bu nedenle davaya konu alacağı talep etme hakkının ...’ye ait olduğu, davacının bu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmadığı; öte yandan müdahale talebinde bulunan ...’nin de davalıya karşı ayrı bir dava açması gerektiği, asli müdahale koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; davanın ve asli müdahale talebinin reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davacının adi ortaklıktan kaynaklı alacağı ile ecrimisil talebini yeterli ve kesin delillerle ispat edemediği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmünü içermektedir.
    Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; gerekçesinde hata olduğu değerlendirilen ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; bu husus gözardı edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi