Esas No: 2022/1531
Karar No: 2022/6438
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1531 Esas 2022/6438 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/1531 E. , 2022/6438 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasında yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün, duruşmalı olarak temyiz incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak temyiz incelenmesi davalılar vekili tarafından, istenilmekle daha önceden belirlenen 13/09/2022 duruşma günü için tebligat üzerine davacı vekilleri Av. ..., Av. ... ile davalı ...Ş. vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirkette 02.01.2002 tarihli ve 01.02.2010 yenileme tarihli iş sözleşmesi uyarınca yönetici, genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak çeşitli zamanlarda görev aldığını, iş sözleşmesinin herhangi bir şekilde avukatlık görevine değinmediğini ancak avukat olması sebebiyle davalı tarafın dava ve işlemleri yürütebilmek amacıyla kendisine haricen 30.12.2004 ve 01.06.2007 tarihli süresiz genel vekaletname verdiğini, davalı kurumdaki görevlerinden 18.06.2012 tarihinde istifa etmesine rağmen vekillik görevinden istifa etmediğini, 10.09.2012 tarihine kadar dava ve işlemleri takip etmesine rağmen davalı kurumun buna itiraz etmediğini ve taraflar arasında 10.09.2012 tarihinde avukatlık sözleşmesi imzalandığını ancak taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin daha önceki tarihte zaten kurulmuş olduğunu, 10.09.2012 tarihli sözleşmenin avukatlık sözleşmesi niteliğinde olduğunu , sözleşme ve ek protokollerle beraber davalının takip edeceği davaların listesinin bildireceğinin belirlendiği, dava dosyalarını 2004 yılından beri takip ettiğini, ancak yalnızca 2 yıllık sözleşme süresi bedeli olan 270.000 USD gibi bir meblağ ödendiğini, Beşiktaş 8. Noterliği'nce 20.10.2014 ve 27.10.2014 tarihli ihtarnameler göndererek azlettiğini, davayı takip ederken yaptığı masrafları ödemekten kaçındığını, akdedilen 10.09.2012 tarihli sözleşmeden sonra dahi davalının süresiz vekaletnameler çıkarttığını, davalının diğer vekillerin vekaletnamelerine sözleşme sona erdiğinde vekillik görevinin de sona ereceğine ilişkin açıklama koymasına rağmen vekaletnamesinde böyle bir ibareye yer verilmediğini, bu
hususunda vekaletnamelerin süresiz olarak verildiği düşüncesine yorulması gerektiğini, takip ettiği dosyaların sonuç aşamasına gelmesinden kaynaklı olarak davalı tarafın vekalet ilişkisinin sona erdiğini kötüniyetli ve haksız olarak ileri sürdüğünü, taraflar arasında imzalanan 10.09.2013 tarihli ek protokolün ibra hükmünün sözleşme icabınca aylık olarak davalı kurumdan tahsil ettiği bedelleri ifade ettiğini, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bulunan 2016/208 E. Sayılı dosyanın bu dava dosyasıyla birleştirildiğini, her iki alacak kalemlerinin konusu miktarları farklı olsa da aralarında HMK 166/4 gereğince bağlantı bulunduğunu, davanın sürüncemede kalmaması için, ICC Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin 17669/JHN sayılı dosyası, ICC Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin 18489/GZ sayılı dosyası, ICC Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin 18632/GZ sayılı dosyası, İran İslam Cumhuriyeti aleyhine Turkcell tarafında UNCITRAL Tahkim Mahkemesinde açılmış bulunan tazminat davası ile ilgili tüm taleplerinden ve Davacı ... davalı MTN Group Ltd. ve MTN İnternational (Maritius Ltd. olan ve halen Güney Afrika Mahkemelerinde görülmekte olan davaya ilişkin olarak ise, dava dilekçesinde ek 19 ve ek 27 olarak belirlenen sözleşmelerdeki başarı primi hariç taleplerinden feragat ettiğini, dava ve birleşen İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/208 E. sayılı dosyasından talep ettiği bedeli fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000.000.-TL’ye yükselttiğini ve davasını bu şekilde ıslah ettiğini ileri sürerek, Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/614 E. (birleşen: 2007/675 E. ve 2007/607 E.) sayılı, Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/433 E. (eski) Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/644 E. (yeni) sayılı, Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/33 E. sayılı, Danıştay 13.Dairesi’nin 2011/4540 E. Sayılı, Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/532 E. Sayılı, Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/659 E. Sayılı, Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/237 E. sayılı dosyalarındaki Avukatlık Kanunu ve sözleşmeden kaynaklı ücret, karşı taraf vekalet ücreti, başarı primi ve sair alacakları için 15.000.000.-TL’nin 10.09.2014 tarihinden itibaren yasal faizi, stopaj ve KDV’si ile birlikte, 510,23 TL masrafı 47,56 TL faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı , asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kısmen kabulüne davacı tarafın hak kazanmış olduğu toplam 4.726.272,92 TL kanuni vekalet ücretinin, 410.400,00 TL başarı prim alacağının, 510,23-TL masraf alacağının, 468.082,04 faiz alacağının, asıl alacaklara dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile, 89.600,00 TL başarı prim alacağı, 9.500,00 TL kanuni vekalet ücretini, 9.639,14 TL faiz alacağının, asıl alacaklara dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm taraflarça temyiz edilmiştir.
1 - HMK'nın 298/2 maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda: tefhim edilen kısa kararda "Asıl davanın dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile 7.000-TL'lik sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücreti alacağı ile 3.000-TL'lik Avukatlık Kanunundan kaynaklanan karşı taraf vekalet ücreti ve 510,23-TL'lik masraflara ilişkin alacak ile 686,19-TL faiz alacağının; asıl alacaklara asıl dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 500.000-TL başarı pirimi alacağı, 4.571.012,13 kanuni vekalet ücreti alacağı ile 477.034,99-TL faiz alacağının; asıl alacaklara birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, " karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda " Asıl davanın dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı tarafın hak kazanmış olduğu toplam 4.726.272,92 TL kanuni vekalet ücretinin, 410.400,00 TL
başarı prim alacağının, 510,23-TL masraf alacağının, 468.082,04 faiz alacağının, asıl alacaklara dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,2-Birleşen dava yönünden davanın kabulü ile, 89.600,00 TL başarı prim alacağı, 9.500,00 TL kanuni vekalet ücretini, 9.639,14 TL faiz alacağının, asıl alacaklara dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " hükmedilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Buna göre, mahkemece; kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre, açıklanan hususlar göz önünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2- HMK'nın 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm kurularak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma nedenine göre, davalının sair, davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalının sair, davacının tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.