Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4727
Karar No: 2022/6403
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4727 Esas 2022/6403 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, bir arsadan 3000 m²'lik kısmı satın aldığını ancak tapuya tescil edilmediğini ve davalıların ödeme yapmayı reddettiğini iddia ederek, bu kısmın değerinin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalılar zamanaşımı süresinin dolduğunu, imzaların gerçek olmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkeme, zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay, veraset kararının ibraz edilmesi ve tüm mirasçılarının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucu, denkleştirici adalet ilkesi gereği davacı tarafından ödenen bedelin tespit edilmesi ve davalılardan tahsil edilmesine karar verilmiştir. Ancak, mahkeme yanılgılı değerlendirme yaparak, ödeme tarihindeki değeri esas alarak karar vermiştir. Yargıtay, bu yanlışlığı gidermek için kararı bozmuştur. Kanun maddeleri olarak ise, HUMK'nın 428. maddesi ve HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK'nın 440. maddesi belirtilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/4727 E.  ,  2022/6403 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; ... İli ... İlçesi ... Beldesi ... Mevkii 54 parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmazın geldisi olan 87.300 m² tarlanın 3.000 m²'lik kısmını gayrimenkul satış sözleşmesi uyarınca önceki maliki olan davalıların murisi ...'dan 1958 yılında satın aldığını; ancak, tapuya tescilin gerçekleşmediğini, davalıların tapu devrine ya da taşınmazın rayiç değerini ödemeye yanaşmadıklarını, akabinde taşınmazı üçüncü kişiye satarak tapuya tescili gerçekleştirdiklerini; kendisinin, bu 3.000 m²'lik alanı nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla 1958 yılından beri kullanmakta olduğunu ileri sürerek; dava konusu taşınmazın, hak sahibi olduğu 3.000 m²'lik kısmının rayiç bedelinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar; dava konusu taşınmazda murislerinin hissesinin 2.500 m²ye tekabül ettiğini, bu duruma göre davacıya 3.000 m²'lik yerin satışının mümkün olmadığını, senette yer alan imzanın murislerine ait olmadığını, davacının davaya konu taşınmazda malik sıfatına dayanan herhangi bir zilyet ve tasarrufunun söz konusu olmadığını; ayrıca, zamanaşımı süresinin de dolduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Dairece verilen 08/10/2018 tarihli ve 2016/22103 E. 2018/9675 K. sayılı kararla; yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davalı ...'nın veraset kararının ibrazı sağlanarak tüm mirasçıları tespit edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilmesi, ayrıca davacı ile davalıların murisi arasında akdedilen harici satış senedinde ilgili taşınmazın fiilen alıcısına teslim edildiği, taraf beyanlarından da davacının dava konusu taşınmazı kullandığı, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin taşınmazın üçüncü kişiye devir ve tescil tarihi olan 31/03/2010 tarihine kadar devam ettiği, zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin davacının zilyetliğinin sona erdiği ve ifanın imkansız hale geldiği tarih olan üçüncü kişiye devir-tescil tarihinden itibaren başlayacağı ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gözetilerek, işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.-2-Bozma kararına uyan mahkemece; denkleştirici adalet ilkeleri gereğince davacı tarafından ödenen bedelin dava tarihinde ulaştığı değerin tespit edilmesi gerektiğinden bahisle, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak; davanın kabulü ile 18.342,87 TL'nin 5.000 TL'sinin dava tarihinden, bakiye 13.342,87 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tapudaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Bu bakımdan sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelin olarak alınan paranın alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Somut olayda; hükmüne uyulan bozma kararında belirtildiği üzere, dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye devredildiği 31/03/2010 tarihi, ifanın imkansız hale geldiği tarihtir. Ödenen bedelin bu tarih itibariyle ulaştığı değerin tahsiline hükmedilmesi gerekir. Her ne kadar, mahkemece verilen 30/03/2021 tarihli ara kararında, bu tarih esas alınarak hesaplama yapılması yönünde bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ise de, ödenen bedelin dava tarihi itibarıyla ulaştığı değere hükmedilmiştir.
    Buna göre; mahkemece; geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca, davacının ödemiş olduğu bedelin, denkleştirici adalet ilkesine göre ifanın imkansız hale geldiği 31/03/2010 tarihindeki güncel değeri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde dava tarihi esas alınarak karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de; davalı ... mirasçılarından ..., ... ve ...’ya gerekçeli karar başlığında yer verilmemiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi