Esas No: 2022/4755
Karar No: 2022/6415
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4755 Esas 2022/6415 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, sertifikalı ceviz fidanları aldıktan sonra sekiz yılda verim alamadığını ve fidanların yabani cinsler olduğunu iddia ederek davalıya karşı 10.000 TL maddi zararın tahsili istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının lehine karar vermiştir. Ancak, davalı vekilinin istinaf başvurusu sonucu mahkeme kararı kaldırılmış ve davanın süresi geçtiği gerekçesiyle reddedilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından incelenmiş ve sair temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, davalı lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Tohumculuk Kanununun 11. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili maddesi de detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Karar düzeltilerek onanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BANDIRMA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... ilçesinde sertifikalı ceviz fidanına dayalı çiftçilik yapmak amacıyla davalıdan 230 adet sertifikalı ceviz fidanını 27.02.2008 tarihinde aldığını, söz konusu ceviz fidanlarının ... İlçesi ... mahallesi Hamurkesen mevkisinde 196 ada 1 parsel deki arazisinin üzerine 14.384 metrekarelik sulu araziye 21.03.2008 tarihinde dikimini yaptığını; fidanların dikiminden itibaren sekiz yıl geçmesine rağmen verim alamadığından, numunelerin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda; “numunelerin Türkiye Milli Çeşit Listesinde olan ve standart olarak yetiştirilen yerli ceviz çeşitlerinden herhangi birisine ait olmadığının tespit edildiği, bu numunelerle ilgili bir çeşit tanımlaması yapılamamıştır" şeklinde rapor edildiğini; tarafına gönderilen ve sertifikalı olarak gözüken fidanların yabani fidan olduğu, belirtilen cinslerde olmadığının tespit edildiğini; bu durumda, çiftçi olarak yıllardır yaptığı çabalarının sonuç vermemesinin ceviz fidanlarının sertifikada belirtilen kalitede olmamasından kaynaklandığını ve büyük maddi zararlara sebep olduğunu, ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL maddi zararının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 09.11.2016 tarihli dilekçe ile talebini 200.000,00 TL' ye yükseltmiştir.
Davalı, talebin zamanaşımına uğradığını, davacıya satışını yaptığı fidanların daha ekim aşamasında aşılı ve menşei belirlenebilir bir durumda olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince; davacının satın aldığı fidanların Yavuz-1 cinsi ceviz fidanlarının özelliklerini göstermediğini en geç fidanların ilk meyve verme tarihi olan 2011 yılı verim çağında öğrendiği halde, Tohumculuk Kanununun 11. maddesi gereğince öğrenmeden itibaren 6 ay içinde davasını açmadığı; yasa hükmünde bahsedilen sürenin hak düşürücü nitelikte taraflar ileri sürmese bile resen nazara alınıp uygulanması gerektiği, davanın süre bakımından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; ancak, davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret" başlıklı, 7. maddesinin 2. bendinde; Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur." ifadesi yer almaktadır.
Somut olayda; mahkemece, açıklanan yasal düzenleme uyarınca davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 2. fıkrasının e bendinde yer alan "22.450,00.-TL" ifadesi çıkartılarak yerine "5.100,00 TL" ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 13/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.