3. Hukuk Dairesi 2021/2714 E. , 2021/4802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu bağımsız bölümleri dava dışı eski malik ...."den 16/05/2007 tarihinde satın aldığını, davalı şirkete Bodrum ... Noterliği"nin 21/05/2007 tarihli ihtarname ile kiracısı olduğu taşınmazların yasal süre içinde boşaltılarak teslim edilmesinin iktisap öncesi ve sonrasına ait ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesinin istendiği halde kira bedellerini ödemediğini, davalının kirası altındaki A Blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin 16/10/2008 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için tespit edilecek kira bedeli üzerinden işleyecek faizi ile birlikte tahsili ve ödenmeyen kira bedelleri yönünden temerrüt nedeniyle kiralananlardan tahliyesine karar verilmesini istemiş, 09/04/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile tahliye nedenini iki haklı ihtar nedeniyle tahliye olarak; ıslah etmiş ve 2.000 TL olan alacak talebini artırarak 10.000 TL kira alacağının dönemsel olarak işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; önceki malikle aralarında Mayıs 2005 tarihinden itibaren 5 yıl süreli sözlü kira sözleşmesi bulunduğunun mahkeme kararı ile kesinleştiğinden ayrıca kira tespiti için açılmış bir dava ve kira bedeli konusunda bir hüküm veya taraflar arasında anlaşma olmadığından taşınmazda keşif yapılmasının ve keşif sonucu belirlenen değerin kira bedeli olarak tespitinin doğru olmadığını, davalının temerrüde düşmediğini, davalı ile önceki malikin her bağımsız bölüm için 100 TL den aylık toplam 200 TL üzerinden anlaştıklarını, 5 yıllık kira bedeli karşılığı eski malikin ve yakınlarının evlerine klima takılması ayrıca taşınmazda 1,2,3 nolu bağımsız bölümler için yapılacak tadilat ve taşınmazdaki hafriyatları kapsadığını bu nedenle davalının bedelsiz oturma hakkı bulunduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; tahliye talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, kira alacağı talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 3.800TL kira alacağının ıslah tarihi olan 09/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 23/12/2015 tarih 2015/5979 esas 2015/11386 karar sayılı ilamı ile " ...Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/239 esas (2008/569 esas) sayılı dosyasında kira bedelinin 16/08/2007 tarihinden 16/05/2008 tarihine kadar 600TL, 16/05/2008 tarihinden sonra ise 690TL olduğu belirlenmiş ve karar kesinleşmiştir. Talep edilen döneme ilişkin kesinleşmiş kira bedeli vardır. Mahkemece bu husus dikkate alınarak ayrıca davalının temyiz dilekçesinin ekinde ibraz ettiği rızai taksim sözleşmesi üzerinde de durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. " gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 12.000TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, aynı Kanunu"nun 26. maddesi hükmüne göre; Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olayda, davacı yargılama sırasında sunduğu 09/04/2012 tarihli dilekçesinde toplam 10.000TL kira alacağının davalıdan tahsilini talep ettiği halde, yazılı şekilde talebin aşılması suretiyle karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Davacı tarafından sunulan 09/04/2012 tarihli dilekçesinde, iki haklı ihtar nedeni ile tahliye ve alacak isteminde bulunulmasına rağmen; mahkemece sadece alacak isteminin kabulüne karar verilip, tahliye talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmediği, bu hususun hüküm ve değerlendirme dışı tutulduğu anlaşılmıştır. HMK’nun 297/2 maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında bir hüküm verilmesi zorunlu olup, mahkemece bu gereğe uyulmaksızın tahliye istemi hakkında hüküm tesis edilmemiş olması doğru değildir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.