Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19123
Karar No: 2019/3830
Karar Tarihi: 30.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/19123 Esas 2019/3830 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, eski 823 parsel sayılı taşınmazda pay alırken imar uygulaması sonucu taşınmazın 265 ada 1 parsel ve 270 ada 1 parsel olarak tescil edilirken kendi payının tescil edilmediğini ve daha sonra yapılan satışlarla taşınmazların davalılar adına tescil edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil veya tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, dava dilekçesinde davalının adresinin belirtilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Ancak Yargıtay, dava dilekçesinde davalının adresinin yazılı olmasına rağmen mahkemece davalının adresinin araştırılmaması ve usulüne uygun tebligat yapılmaması nedeniyle kararı bozmuştur. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119. maddesi ve Tebligat Kanunu'nun ilgili maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
14. Hukuk Dairesi         2016/19123 E.  ,  2019/3830 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.08.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın HMK 119/1-c ve 2. maddesi gereği açılmamış sayılmasına dair verilen 28.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
    Davacı vekili müvekkilinin eski 823 parsel sayılı taşınmazda pay satın aldığını, ancak imar uygulaması sonucu taşınmaz 265 ada 1 parsel ve 270 ada 1 parsel olarak tescil edilirken müvekkiline ait payın tescil edilmediğini daha sonra yapılan satışlarla taşınmazların davalılar adına tescil gördüğünü, tapu iptali ve tescil veya taşınmazların rayiç değerinden şimdilik 30.000TL"nin tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ..."ün bildirilen adresine tebligat yapılamamış, diğer davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan her hangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddede verilen kesin sürenin bir haftalık süre olacağı da belirtilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır (HMK md. 119/2).
    7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
    1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
    2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
    Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
    Somut olaya gelince;
    Davacı vekili tarafından mahkemeye verilen dava dilekçesinde, davalı tarafın adı soyadı ve adresinin gösterilmiş olduğu, dava dilekçesinde belirtilen davalı adresine çıkartılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin davetiyenin bila ikmal iade edilmesi üzerine mahkemece, bir haftalık kesin süre içinde davalının açık adresinin bildirilmesi aksi halde davanın açılmamış sayılacağı hususunun davacı vekiline ihtar edildiği, davacı tarafça davalıya ait yeni adres bildirilmediği ve mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesinde belirlenen dava dilekçesinde bulunması, bulunmaması halinde tamamlanması zorunlu unsurlardan olan davalının açık adresinin bildirilmemiş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiş ise de, anılan Kanunun 119. maddesinde belirtilen husus, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının istenmesi, tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın karşı tarafa ihtar edilmesidir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanununun tebligata ilişkin ilgili hükümlerini (Teb.K 21-25-28) gerekse Tebligat Kanununun Uygulanmasına dair Yönetmeliğinin ilanen tebliğ ile ilgili 48 ve devamı maddelerini işlevsiz hale getirecektir.
    Bu itibarla davacı tarafın dava dilekçesinde, davalının adresini göstermiş olması nedeniyle dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu göz önüne alınarak davalının tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması, davalının tespit edilen adresine yukarıda açıklanan mevzuat çerçevesinde usulüne uygun tebligat yapılması, davalıların adreslerinin bulunamaması halinde ilanen tebliğ hususunun düşünülmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; dava yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil veya tazminat istemlerine ilişkin olduğu halde mahkemece önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmesi de doğru değildir.
    Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi