Esas No: 2022/495
Karar No: 2022/6316
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/495 Esas 2022/6316 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/495 E. , 2022/6316 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asliye ticaret mahkemesinde açtığı davada; davalı ...'in, davalı sigorta firmasının yetkili acentası olduğunu; kendisi, eşi ve kızı için davalı sigorta firmasının yetkili acentasına "Bes Başlangıç Kapitali açıklaması" ile Bireysel Emeklilik (BES) sözleşmesi yaptırdığını, her biri kişi için 200.000 TL olmak üzere toplamda 600.000 TL ödeme yaptığını, daha sonra davacının bireysel emeklilik sisteminden çıkmak için davalı sigortacıya talepte bulunması üzerine iki sözleşme bedelinin kısmen, bir sözleşme bedelinin ise tamamının davacıya iade edilmediğini, bu nedenle maddi zarara uğradığını ileri sürerek, iade edilmeyen 311.203,35 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir
Davalı sigorta şirketi; davacının bireysel emeklilik aracısına ödeme yapmaması gerektiğini bilmesine rağmen aralarındaki çıkar ilişkisi kapsamında aracı sigorta şirketine ödeme yaptığını, davalı aracının vaat edilen tutarları ödememesi üzerine husumeti kendisine yönelttiğini, davalı aracının bireysel emeklilik aracıları hakkında yönetmelik kapsamındaki yükümlülüklerine tamamen aykırı davrandığını, sorumluluğun davacı ve davalı aracıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Asliye ticaret mahkemesince; görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar; Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
Dosyanın gönderildiği mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı şirket tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen davacının, davalı ...'e doğrudan yaptığı ödemelerin, emeklilik şirketi bünyesindeki bireysel emeklilik hesabına yapılmak istenen katkı payı ödenmesi amacıyla olmadığı, davalı ... ile arasındaki hukuki ilişki kapsamında yapılan ödemelerin de “katkı payı" ödemesi olarak kabul edilemeyeceği, bireysel emeklilik mevzuatından kaynaklanan katılımcı-aracı arası ilişki kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bireysel emeklilik mevzuatı kapsamında alacak talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki dava, bireysel emeklilik sözleşmesinden kaynaklı ödenen primin iadesi talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacının bireysel emeklilik sisteminden çıkmak istemesi üzerine bireysel emeklilik sigorta poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinin acentası olan davalı ... hesabına yatırılan paranın iadesi kapsamı noktasındadır.
Davacı ile davalı şirket arasındaki bireysel emeklilik sözleşme ilişkisi davalı şirket aracısı tarafından davalı şirkete gönderilen ödemeler ile kurulduğu görülmüştür.
Bireysel Emeklilik Aracıları Hakkındaki Yönetmeliğin "Bireysel emeklilik aracılığı faaliyetine ilişkin çalışma esasları" başlıklı 11. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; "Bireysel emeklilik aracısı, yapacağı her türlü tanıtım, pazarlama, satış ve benzeri faaliyetinde ilgili mevzuatta belirlenen esaslara uyar, yürüteceği iş ve işlemlerde mesleğin icaplarına ve iyi niyet kurallarına uygun hareket eder, katılımcı ve işverenin hak ve menfaatleri ile bireysel emeklilik sisteminin işleyişini tehlikeye sokabilecek hâl ve davranışlardan kaçınır.
".
Aynı Yönetmeliğin "Bireysel Emeklilik Aracısının Yapamayacağı İşler" başlıklı 13. maddeside; " Bireysel emeklilik aracısı, hiçbir surette giriş aidatı, katkı payı veya benzeri adlar altında tahsilât yapamaz, emeklilik sözleşmesi çerçevesinde katılımcı ve işveren ile hiçbir para alışverişinde bulunamaz, katılımcı veya işveren adına aktarım işlemi yapamaz, katılımcı adına fon tercihi ve fon dağılımı değişikliği yapamaz, katılımcıya belli bir getiri sağlanacağına ilişkin yazılı veya sözlü hiçbir taahhütte bulunamaz, bu konuda yazılı veya sözlü garanti veremez ve katılımcının sözleşmeden doğan diğer haklarını katılımcı adına kullanamaz" hükmünü içermektedir.
Davalılar arasında düzenlenen Bireysel Emeklilik Aracısı Sözleşmesinin "Tahsilat Yapma Yasağı" başlığı altında yer alan 14. maddesinde; " Aracı hiç bir suretle giriş aidatı veya katkı payı tahsil edemez. Aracı, katılımcıların ödediği tutarlara ilişkin bilgileri Ing Emekliliğe intikal ettirmekle yükümlüdür." şeklinde düzenlendiği,
Davacı tarafın imzaladığı teklif formunun 5. sayfasında "önemli uyarı" başlığı altında "Bireysel Emeklilik Aracısı hiçbir surette giriş aidatı, katkı payı veya benzeri adlar altında tahsilat yapamaz" ibaresine yer verilmiştir.
Davalı şirketi tarafından, davacıya e- mail yoluyla tahsilat makbuzlarının görüntülenebileceği, dilerlerse e posta adreslerine de gönderilebileceğinin belirtildiği, böylece yapılan ödemelerin kontrol edilebileceği hususunda bilgilendirme yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, bireysel emeklilik sisteminin uygulanışının 4632 sayılı Kanuna dayandığı, emeklilik şirketlerinin bu Kanuna göre kurulan ve bireysel emeklilik alanında faaliyet gösteren gerekli ruhsata sahip şirketler olduğu, bu şirketlerin güven kurumu olmaları sonucu objektif özen yükümlülüğünün bulunduğu ve hafif kusurlarından dolayı dahi sorumluluklarının olduğu nazara alındığında, davalı emeklilik şirketi ödenen paranın iadesi kapsamında sorumludur.
Ancak, yapmış olduğu ödeme miktarları fahiş olduğu halde davalı şirketce tahsilatın yapılıp yapılmadığı hususunun davacı tarafça kontrol edilmediği, davalı sigorta aracısına ödeme yapılmaması konusunda sözleşmede uyarı yazısı bulunduğu halde para gönderildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının birlikte kusurlu bulunduğu kabul edilmelidir.
Davalı ... yönünden ise, bireysel emeklilik işlemlerini gereği gibi yerine getirmediği, tahsil ettiği bedeli davalı şirkete aktarmadığı anlaşıldığından, iade edilemeyen paradan sorumlu olduğu kuşkusuzdur.
O halde mahkemece; önceki bilirkişiler dışında bireysel emeklilik konusunda uzman bilirkişilerden, davacı tarafça bireysel emeklilik sözleşmesi nedeniyle yatırılan miktarın tespiti ve tarafların kusur oranları da belirtilmek suretiyle davalıların sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi için ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, harçtan muaf olmasına rağmen davacı tüketiciden peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.