Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3962
Karar No: 2022/6308
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3962 Esas 2022/6308 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/3962 E.  ,  2022/6308 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
    İLİŞKİLİ KİŞİ : ...
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : .....


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen asıl ve birleşen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı, murislerinden kalan İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, ... Pafta, 3628-3629-3634-3631-3632-3644 Parsel sayılı taşınmazların bölgede yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapulama harici bırakıldığını, davalının mirasçılara işbu taşınmazların dava yoluyla tapuya tescillerinin sağlanabileceğini söylediğini, hak sahiplerinin, dava ve avukat ücretlerini karşılayamayacaklarını bildirmesi üzerine, tapuya tesciline karar verilecek taşınmazların bir bölümünü ücret olarak kendisine vermeyi kabul etmeleri halinde açılacak davanın tüm masraflarını karşılama teklifinde bulunduğunu, teklifin kabulü üzerine davalının önerdiği davadışı Av....'e tüm mirasçıların vekalet verdiğini, avukatın Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/974E. sayılı (bozma sonrası Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/185E.) dosyası ile açtığı davada kabul kararı verildiğini, kararın 24/05/2010 tarihinde kesinleştiğini, davalı Av....'den aldığı muvafakatname ile hakkını dava dışı ...'e temlik ettiğinden tescil kararının bu kişi adına verildiğini, ...'ün ise 3628, 3629, 3634 ve 3644 numaralı parselleri 02/07/2010 tarihinde davadışı ... isimli şahsa devrettiğini, 3631 ve 3632 numaralı parsellerin ise Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılarak 23.022.000,00 TL kamulaştırma bedelinin ödendiğini, davalıdan hakkına düşen payı talep ettiğinde kendisine tescili yapılan taşınmazlardan ve kamulaştırma bedelinden payına düşeni kısa sürede ödeyeceğini beyan ettiğini, kendisinin geçen süre ve muvazaalı işlemlerden dolayı davalıya güvenmemesi sebebi ile arsa kamulaştırma bedelinden payına düşen miktar için 24.02.2012 tanzim, 15.08.2014 vade tarihli 500.000,00 USD ve payları için 24.02.2014 tanzim, 01.09.2014 vade tarihli 500.000,00 TL tutarlı iki adet teminat senedi aldığını, ilk senet tarihi üzerinden 5 sene geçmesine rağmen davalı taraf edimini yerine getirmediğinden, 500.000,00 USD tutarlı senet alacağının tahsili için Anadolu 23. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17452 E. sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş; Birleşen dosyada ise, 500.000,00 TL tutarlı senet alacağının tahsili için Anadolu 23. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17453 E. sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamını ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı vekili usulüne uygun tebligata rağmen süresinde cevap vermemiş, 19/02/2019 tarihli duruşmada ise; davacı tarafın dayandığı senetlerde malen ahzolunduğunun yazıldığını, davacı tarafın teminat senedi olduğunu iddia ederek senet metnini talil ettiğini, ancak bu iddiasını kanıtlayamadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; senetler üzerinde hangi hakkın teminatı olarak verildiğini gösterir ibare bulunmadığı gibi, takibe konu senetlerin iddia edilen hak karşılığı teminat olarak verildiğine dair yazılı belge sunulmadığı, teminat senetlerinin kendisine bağlanan hakkın yerine getirilmediği kanıtlanmadığı sürece takibe konularak tahsili mümkün olmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; icra takibine konu senetlerin hangi hakkın teminatı olarak verildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen dava; kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle davacının, senedin teminat senedi olduğu iddiası ile açtığı itirazın iptali davasıdır.
    Bilindiği üzere kambiyo senedi ( bono ) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür.
    Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
    Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur.
    Somut olayda; dava konusu senetler, kambiyo senedi niteliğinde olup, belli bir borç ikrarını içermesi gerektiğinden; bononun belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini yasal delillerle ispat etme külfeti, keşideci olan davalı taraftadır. Davacı bu bonoların murislerinden intikal eden tescili yapılan taşınmazlardan ve kamulaştırma bedellerinden payına düşen kısmın verilmesinin teminatı olarak davalı tarafça verildiğini ileri sürmüş, davalı ise dava konusu senedin teminat amaçlı verilmediğini savunmuştur.
    Davacı ... emrine düzenlenen, keşidecisi davalı ... olan 24.02.2012 düzenleme, 15.08.2014 vade tarihli 500.000,00 USD tutarlı malen kaydı içeren, üzerinde “teminat olarak veriyorum” ibaresi yazılı ve davacı ... emrine düzenlenen, keşidecisi davalı ... olan 24.02.2014 düzenleme, 01.09.2014 vade tarihli 500.000,00 TL tutarlı, üzerinde “teminattır” ibaresi yazılı dava konusu senetler kambiyo senedi niteliğindedir. Davalının dava konusu iki senet üzerinde bulunan imzalara yönelik bir itirazı bulunmamakla birlikte senetlerin ön yüzlerinde “teminattır” ve “teminat olarak veriyorum” ifadeleri vardır. Bu ibareler tek başlarına bononun teminat senedi olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. Senedin teminat senedi olduğunun ispatı için yazılı delile ihtiyaç vardır ki davalı zaten dava konusu senedin teminat amaçlı verilmediğini savunmuştur. Bu iddia ve savunmalar kapsamında değerlendirme yapıldığında; senetteki edinme sebebini tadil eden keşideci olduğundan, ispat yükü davalı taraftadır.
    Hal böyle olunca mahkemece; ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalıya delillerini sunması için süre verilerek, göstermiş olduğu delillerin incelenmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, takibe konu senetlerin iddia edilen hak karşılığı teminat olarak verildiğine dair yazılı belge sunularak davacının iddiası kanıtlanamadığından, teminat senetlerinin takibe konularak tahsilinin mümkün olmadığı yönündeki yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi