Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6198
Karar No: 2020/7469
Karar Tarihi: 08.12.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/6198 Esas 2020/7469 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/6198 E.  ,  2020/7469 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasının reddine dair verilen hüküm hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin ve asli müdahil ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine yönelik verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmasız, asli müdahil vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 08/12/2020 tarihinde davacı vekili Av. ..., davalı vekilleri Av.... ve Av.... ile asli müdahil vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; mirasbırakan ... ’un İstanbul 2. Noterliğince tanzim edilen 28/03/1980 tarihli ve 9050 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını kurumlarına vasiyet ettiğini, akabinde mirasbırakanın 83 yaşında iken, İstanbul 13. Noterliğince düzenlenen 05/03/2003 tarihli ve 3808 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile bu kez tüm mal varlığını davalıya bıraktığını öğrendiğini, 05/03/2003 tarihli vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve irade sakatlığı nedenleriyle geçersiz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
    Davalı; miras bırakana kendisi tarafından bakıldığını, fiil ehliyeti yerinde olan mirasbırakanın kendi arzusuyla yapmış olduğu 05/03/2003 tarihli vasiyetnamesi ile önceki vasiyetinden döndüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asli Müdahil ... ; miras bırakanın yasal mirasçısı olduğunu, davaya konu vasiyetnameye dayanak sağlık raporuna itibar edilemeyeceğini, davalının hileli hareketleri ve baskısı sonucu düzenlenen vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, bir an için vasiyetnemenin geçerli olduğu kabul edilse bile, ilgili video kayıtları incelendiğinde murisin vasiyetinden döndüğünün anlaşılacağını savunarak, vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine haiz olduğunun adli tıptan alınan rapor ile tespit edildiği, vasiyetnamenin murisin serbest iradesi ile düzenlendiği, yasada belirtilen iptal sebeplerinin somut olayda gerçekleşmediği, davacı ve asli müdahilin davalarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; vasiyet tarihi ve sonrasında murisin fiil ehliyetinin bulunduğu, vasiyetnamenin düzenlendiği sırada murisin iradesinin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucu sakatlandığına yönelik iddianın davacı tarafça ispat edilemediği, murisin ölüm tarihine kadar düzenlediği vasiyetnameden her zaman dönmesi mümkün iken, vasiyetten rücu niteliğinde daha sonra başka bir vasiyetnamenin de düzenlenmediği vasiyetnamenin TMK"nın 535 inci maddesinde belirtilen şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle, davacının ve asli müdahilin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava; vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 65. maddesinde asli müdahale müessesi; “Bir yargılamanın konusu olan hak ve şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.”
    "Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır" şeklinde düzenlenmiştir.
    Üçüncü kişinin asli müdahale talebinde bulunabilmesi için görülmekte olan bir davanın bulunması ve asli müdahilin o dava konusu üzerinde hak iddia etmesi gerekir.
    Asli müdahale talebi de bir dilekçe ile yapılır. Asli müdahale davası ilk davadan bağımsız ayrı bir dava olması nedeniyle, asli müdahale talebinde bulunan kişinin ayrıca harç yatırması gerekir. Müdahil, asli müdahale davası için gerekli harcı ödemezse, mahkeme asli müdahale talebini inceleme konusu yapamaz.
    Mahkeme asli müdahale talebi üzerine ilk dava ile asli müdahale davasını birlikte inceleyip karara bağlayabilir. İlk dava ile asli müdahale davası birbirinden bağımsız olup, mahkeme, asli müdahale davası hakkında da ayrı hüküm verir. Asli müdahil, kendisi hakkında verilen bu hükmü yalnız başına temyiz edebilir ( Kuru B., Hukuk Muhakemeleri Usulü İstanbul 2001, Cilt IV s. 3512 vd.).
    Somut olayda; taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasında, müdahil ... ’nun 09/09/2015 tarihli dilekçesi ile murisin yasal mirasçısı olarak davaya konu vasiyetnamenin iptalini talep etmiş olması karşısında, talebin niteliği itibariyle “asli müdahale” mahiyetinde olduğu açıktır. Bu husus derece mahkemelerinin de kabulündedir. Buna rağmen, asli müdahilin talepte bulunurken harç yatırmadığı, mahkemece de gerekli usuli işlemler yapılmadan yargılamaya devam edilip, sadece asıl dava hakkında hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, asıl dava ile asli müdahale davasının birbirinden bağımsız davalar olduğu dikkate alınarak, asli müdahile başvuru ve peşin harcını yatırması için süre verilip, varılacak sonuç dairesinde asıl dava ve asli müdahale davası hakkında ayrı ayrı hüküm verilmesi gerekirken; bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci bendi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davacı vekili ile asli müdahil vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı vekili ile asli müdahil vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.050"şer TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı ve asli müdahile ayrı ayrı verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden asli müdahile iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi