Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/895
Karar No: 2022/6267
Karar Tarihi: 28.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/895 Esas 2022/6267 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını ve borcu olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açtı. İlk derece mahkemesi davayı kabul etti, ancak davalı vekili istinaf başvurusunda bulundu ve Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine karar verdi. Yargıtay ise, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama olmadığından ve ispat külfetinin alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olduğundan bahisle, Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozdu ve dosyayı bölge adliye mahkemesine gönderdi.
HMK'nın 190. maddesi; iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ispat yükümlülüğü getirirken, menfi tespit davalarında bu yük lehine hak doğan taraf olan davalıya aittir. HMK'nın 371. maddesi ise, Yargıtay'ın kararını verirken kanunun hangi maddesine dayandığına ilişkin bir bilgi vermemiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/895 E.  ,  2022/6267 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : .....


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı, aleyhine Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1147 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, alacak konusu olarak da takip talebinde 26/02/2008 tarih ve 158.152,00 TL havale şeklinde açıklamanın gösterildiğini, ancak ne dosyada ne de gönderilen ödeme emri ekinde bu belgenin olmadığını, eşinin kaza geçirmesi nedeni ile hastanede olduğu dönemde icra tebligatının yapıldığını, takibe itiraz ettiğini, itirazın süresi içinde olmaması sebebi ile itirazının reddedildiğini, davalının eşi ...'ın, eşi ... ...'na borcu bulunduğunu ve davalının eşinin borcunu, davalının banka hesabından kendisine hesaba göndererek ifa ettiğini, takipte belirtilen havalenin bu ödeme olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine, haksız olarak takibe girişmesi nedeniyle davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, ödeme yapılması halinde istirdadına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, sahibi bulunduğu taşınmaz üzerine bina yaptığını, davacının eşinin bu binadan iki daire satın almak istediğini, ancak kredi notlarının iyi olmaması nedeni ile bir daire için davacının kız kardeşi, diğer daire için ise davacının eşinin ortağı ... adına konut kredisi çekildiğini, konut kredisi ile yapılan satış sonrasında 158.152,00 TL'nin ... tarafından hesabına gönderildiğini, bu paranın yattığı gün davacının eşinin arayarak bu bedeli borç olarak kendisine vermesini istediğini, davacı ve eşine yardım etmek amacı ile bu ödemeyi yaptıklarını, davacının eşinin ölümünden sonra yaşanan olayları ve borç alınan parayı inkar ettiğini, taraflar arasında bu havale dışında doğmuş bir borç ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı tarafından aleyhinde başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davaya konu havale üzerinde paranın borç olarak verildiğine dair bir açıklama bulunmadığı, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gerektiği, aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin karine olarak kabul edilmesi gerektiği, Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1147 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 16/09/2015 günlü haciz tutanağında yer alan davacı beyanının açıkça borcu kabul ettiğine ilişkin bir beyan olmadığı, davalıya ait taşınmazda yer alan iki adet dubleks meskenin davacının eşi tarafından satın alınmak istendiği, ancak kendisinin kredi notlarının iyi olmaması sebebiyle 5 no'lu meskenin davacının kız kardeşi, 7 nolu meskenin ise davacının eşi ...'in ortağı olduğu Gülsuyu Ltd. Şti.'nin ortağı ...'a satıldığı iddiasının ise yazılı delillerle ispat edilemediği gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı istinaf talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince; davaya konu edilen icra dosyasındaki 16/09/2015 tarihli haciz ve muhafaza tutanağında davacının beyanında geçen "durumum düzelirse ödeme yapabilirim...dosya borcu ...ben kullanmadım..." beyanı dikkate alındığında, davacının kabul beyanı ile gönderilen paranın borç ödemesi olarak gönderilmediği, borç verildiği vakıasının ispatlandığı kabul edilmesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK’nın 190.maddesine göre, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Menfi tespit davalarında bu yük lehine hak doğan taraf olan davalı alacaklı olduğunu iddia eden tarafa aittir.
    Somut olayda davalının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Oysa davalı tarafından icra takibine dayanak yapılan havale evrakında paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Hal böyle iken ispat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davacının 16/09/2015 tarihli haciz tutanağında yer alan “Şu an ödeme imkanım yoktur, durumum düzelirse ödeme yapabilirim, ancak dosya borcunu ben kullanmadım, itiraz etmiştim, süresinde olmadığı için red edilmiştir, dosya borcu ile ilgili olarak görüşmeye geleceğim." şeklindeki beyanının borcu kabul mahiyetinde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, bu beyan kayıtsız şartsız bir kabul beyanı olarak da kabul edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, bölge adliye mahkemesince yanılgılı bir şekilde, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması yönünde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi