Esas No: 2022/4354
Karar No: 2022/6238
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4354 Esas 2022/6238 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi, tahliye davasının kabulüne dair verilen kararın esastan reddine karar verdi. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesine göre kira ilişkisinden doğan davalarda verilen kararlara temyiz yoluna başvurulamayacağı belirtildi. Ancak, 7035 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile kira ilişkisinden doğan alacak davalarının temyize tabi tutulabileceği belirtildi. Son olarak, 7251 sayılı Kanun'un 39. maddesine göre kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olan davalarda temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlandı. Ayrıca, Ek Madde 1'e göre, parasal sınırların yeniden değerleme oranına göre arttırıldığı ve temyiz edilen hükmün verildiği tarihte kesinlik sınırının 107.090 TL olduğu belirtildi. Sonuç olarak, davalı vekilinin temyiz istemi miktardan reddedildi.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
- 7035 sayılı Kanun'un 32. maddesi
- 7251 sayılı Kanun'un 39. maddesi
- Ek Madde 1 (6100 sayılı Kanun'a eklendi)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ :..........
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tahliye davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
4/2/2011 Tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi; “4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar” hükmünü içermekte olup, açıklanan bu düzenleme ile kira ilişkisinden doğan ve aynı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinde görülen davalarda verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 5/8/2017 tarihli ve 30145 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına; “Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere” ibaresi eklenerek; kira ilişkisinden doğan alacak davaları, malvarlığı davaları gibi telakki edilmiş ve istinaf kanun yolunda kesinleşme yahut temyiz kanun yoluna başvurabilme konusunda, alacağın miktar veya değerinin esas alınması ilkesi benimsenmiştir.
Yine 28/7/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine; “temyiz edilebilen alacak davaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar” ibaresi eklenerek, kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanların temyize tabi olacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6763 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Ek Madde 1; “200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu kanun hükümleri uyarınca; temyiz edilen hükmün verildiği tarihte kesinlik sınırı 107.090 TL olup, uyuşmazlığa konu kira ilişkisinden doğan tahliye davasında üç aylık kira tutarı, bu sınırın altındadır. Temyiz kabiliyeti olmayan kararların temyiz istemleri hakkında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Hal böyle olunca, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.