Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1961
Karar No: 2022/6220
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1961 Esas 2022/6220 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/1961 E.  ,  2022/6220 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    VEK. AV. ...


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı ...nin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına; davalı ... ... Yatırım San. ve Tic. A.Ş.nin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ... Ltd.Şti. ile 18/05/2012 tarihinde ... Sözleşmesi akdettiğini, sözleşme gereği ödemesi gereken 100.000 TL’yi ödeyerek tüm edimini yerine getirdiğini ancak davalıların edimlerini yerine getirmediklerini, sözleşme her ne kadar davalı ... Ltd. Şti ile akdedilmiş olsa da diğer davalılar ile ... Ltd. Şti. arasında bir adi ortaklık kurulduğunu, bu adi ortaklık uyarınca kendisine karşı sözleşmesel edimini yerine getirilmesinden tüm davalıların müteselsilen sorumlu olduğunu, davalılar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinde davalıların her birine münhasıran satış protokolleri tanzim edilme yetkisi tanındığını, davalıların TBK'nın 698.maddesi gereği uğramış olduğu zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, bağımsız bölümün teslim tarihindeki rayiç bedeline ilişkin olarak şimdilik 100.000 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... Gayrimenkul A.Ş.; tüm davalılar arasında bir adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını ancak davalı ... Ltd.Şti. tarafından davacıya verilen dava konusu taahhüdün bu adi ortaklık ile hiçbir ilgisi olmadığını, davalılar arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesindeki yükümlülüklerin ... Ltd.Şti. tarafından yerine getirilmediğini, bu sebeple adi ortaklığın amacı olan projenin başlatılmadığını, ... Ltd. Şti. adi ortaklığı temsil yetkisi verilmediğini, bu sebeple adi ortaklığı bağlayıcı işlem yapmasının mümkün olmadığını, ... Ltd.Şti. hiç bir şekilde pilot ortak yahut temsil selahiyeti olan bir ortak olmadığını, davacının ... Ltd.Şti. ile imzaladığı sözleşmede davalı ve adi ortaklığın adının geçmediğini, ... Gayrimenkulün işlemi kendi adına ve hesabına yaptığını ve bu sebeple tek başına sorumlu olduğunu, bir gayrimenkulün resmi şekilde yapılmayan satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu savunarak, davanın kendileri yönünden reddini istemiştir.
    Davalı ... İnşaat A.Ş.; davacı ile davalı ... Ltd.Şti. arasında imzalanan ... sözleşmesinde şirketlerinin ve ortaklığın adının geçmediğini, davacı ile ... Ltd.Şti. arasındaki sözlemenin 18/05/2012 tarihinde imzalandığını, adi ortaklığın ise 30/05/2012 tarihinde kurulduğunu, davacının ... Ltd.Şti ile imzaladığı sözleşmenin ortaklık adına yapılmadığı gibi bu davalının ortaklığı tek başına temsil yetkisinin de bulunmadığını, davacının ... Ltd.Şti. ile geçersiz sözleşme yaparken ağır kusurlu davrandığını, dava konusu ile ilgili olarak hakkında takipsizlik kararı verildiğini, bu borçtan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Ltd. Şti; davaya cevap vermemiştir.
    İlk derece mahkemesince; somut olayda davacı ile davalı ... Ltd.Şti. arasında 18/05/2012 tarihinde ... sözleşmesi imzalandığı, davalı ... Ltd.Şti. dışındaki diğer davalı şirketlerin adi ortaklığın tarafı olduğu ancak davacı ile yapılan sözleşmenin tarafı olmadıkları, davalılar arasında yapılan sözleşmenin davacı ile davalı ... Ltd.Şti. arasında yapılan sözleşmeden sonra imzalandığı, davalılar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin 8. maddesi gereğince davalı ... Ltd.Ştinin temsil ve ilzama hiçbir şekilde yetkili olmadığı, tek başına ortaklığı temsil yetkisinin bulunmadığı, bu sebeple uyuşmazlığın adi ortaklıkta yetkisiz temsile ilişkin hükümler çerçevesinde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle, davalılardan ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ... ... Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti aleyhine açılan davanın kabulü ile 100.000 TL’nin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davacı ile davalılardan ... İnşaat A.Ş. Ve ... Gayrimenkul A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davacının davalı ... Ltd.Şti. ile ... sözleşmesi bulunduğu, diğer şirketler arasındaki adi ortaklığın davacının sözleşmesinden sonra kurulduğu, adi ortaklığı teşkil eden şirketler ile davacı arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmadığı, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşmenin kural olarak sözleşmeye taraf olanları bağladığı, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın taraflarının sözleşmenin tarafları olduğu, taraflar sadece sözleşme tarafı olan kendi akitlerine dava açabileceklerinden, mahkemenin davanın sadece davalı ... Ltd.Şti. yönünden kabulü ile diğer davalılar hakkında davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacının istinaf talebinin reddi gerektiği, ilk derece mahkemesince yapılan karar tebliği sonrasında davalılardan ... İnşaat A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulurken istinaf harçlarının yatırılmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince usulüne uygun olarak çıkarılan muhtıranın davalı vekiline
    usulüne
    uygun olarak tebliğ edildiği, ancak yasal süre içerisinde istinaf harç ve giderlerinin yatırılmamış olması nedeniyle, davalı şirketin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davalı ... San. ve Tic. A.Ş. yönünden ise, mahkeme karar gerekçesinde bu davalı hakkında husumet gözetilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla,bu davalı hakkında davanın reddi sebebiyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hiç hükmedilmediği ve bu davalının istinaf talebinin vekalet ücreti yönünden kabulü gerektiği gerekçeleriyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ... AŞ. nin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, davalı ... San. ve Tic. A.Ş.nin istinaf başvurusunun kabulü ile, bu davalı açısından vekalet ücreti yönünden kararın HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılması ile yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1) Adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu nedenle adi ortaklığın işlerini yürüten ortağın iki şekilde hareket etme ihtimali vardır. Bunlardan ilki dolaylı temsildir. Dolaylı temsilde, yapılan işlemin hüküm ve sonuçları önce bu hukuki işlemi yapan kişinin şahsında doğar, daha sonra diğer işlemlerle temsil edilen kişiye devredilir. Bu tür temsilin özelliği gereği yapılan işlemden doğan borç ve haklar nedeniyle üçüncü kişinin, diğer ortak ve ortaklara karşı istemde bulunma hakkı olmadığı gibi, diğer ortak ya da ortakların da üçüncü kişiye karşı bir istemde bulunmalarına olanak yoktur. Ortaklığın işlerini yöneten ortak şirketi dolaysız da temsil edebilir. Bu durumda, temsilcinin işlemi kendi hukuki alanına uğramaksızın, doğrudan doğruya temsil edilen kimsenin hukuki sahasında hüküm ve sonuç doğurur.
    Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)'nun 533 üncü maddesi gereğince; şirket işlerini idare yetkisini haiz her ortak, ortakları üçüncü şahıslara karşı temsil yetkisine de sahiptir. Bu nedenle ortaklığı, bütün ortaklar elbirliği ile yönetiyorsa bütün ortakların; bir veya birkaç ortak yönetiyorsa bu yönetici ortak veya ortakların adi ortaklığı veya diğer ortakları temsil yetkisi bulunmaktadır. Yani iç ilişkide idare, dış ilişkide temsil yetkisine tekabül eder.
    Adi ortaklıkta, ortaklar adına yapılan veya ortakların sonradan icazet (olur) verdikleri işlemlerden doğan borçlar nedeniyle BK'nın 534 üncü maddesi gereğince bütün ortaklar sorumludur.
    Bu aşamada, davalı şirketler tarafından imzalanan adi ortaklık sözleşmesi ile davaya konu satış sözleşmesinin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
    Davalı şirketler tarafından 15/05/2012 tarihli noterde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinin;
    (3.) numaralı maddesinde; kurulan BSS adi ortaklığının amacının arsa sahiplerine ait olan 1440 ada 15 parsel sayılı taşınmaz hakkında İstanbul 17. Noterliğinde 16826 yevmiye numarası ile imza altına alınmış olan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin gerekliliklerinin ortaklar tarafından yerine getirilmesi olduğu,
    (4.) numaralı maddesinde; ortakların %33,33 oranında eşit paylara sahip olduğu, (6.2) numaralı maddesinde; Ortakların koyması gereken sermaye borcunu, kendi hissesine düşen bağımsız bölümlerin satışı suretiyle yerine getirebileceği,
    (7.1.1.) numaralı maddesinde; ortaklığın her ortaktan birer temsilci olmak üzere toplam 3 kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetileceği,
    (8.1) numaralı maddesinde; ortaklığın, ortakların yönetim kurulunda bulunan temsilcilerinden her birinin atacağı üç imza ile en geniş şekilde temsil edileceği, ortaklığı borç altına sokacak 200.000TL'ye kadar işlerde tek temsilcinin imzası, 200.000TL ve 500.000TL arasındaki işlerde iki temsilcinin imzası ve üstü işlerde her üç ortağın temsilcisinin atacağı imzaların gerekli ve yeterli olacağı kararlaştırılmıştır.
    Bu sözleşmeden sonra, davacı ile davalılardan ... ... ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan 18/05/2012 tarihli ve "... sözleşmesi" başlıklı belgede; davacının pay sahibi, davalı şirketin ise temsilci olduğu belirtildikten sonra,
    1. maddesinde; " Temsilci, arsa vasıflı ve bina yapımına uygun gayrimenkule, emanet usulü ile alınacak imara uygun inşa edilecek olan projedeki daireleri müteahhit olarak yapımını üstlenmiş ve pay sahibine burada belirtilen şart ve özelliklerde daire vermeyi kabul ve taahhüt etmektedir. ",
    2. maddesinde; "...Temsilci bu sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmek için uygun göreceği kişi ve kişilerle ortaklık kurabilir.",
    14. maddesinde; "Temsilci ve ortakları her ne sebeple olursa olsun sözleşme konusu arsa üzerindeki projeyi yapmaktan vazgeçmesi, temsilcinin yapmış olduğu ortaklığın bozulması ve ortaklık dışında kalması, yapı ruhsatının iptali, imarın durdurulması, inşaatın yapım süresinin fen ve sanat kurallarına göre iş programına uygun en fazla 4 ay ilerlemediğinin anlaşılması durumunda pay sahibi sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih etme hakkı mevcuttur. Bu sebeplerle oluşacak bir feshin gerçekleşmesi durumunda temsilci bir ay içerisinde, pay sahibinin ödediği tüm paraları iade etmeyi kabul eder." Hükümlerine yer verilmiştir.
    Her ne kadar davalılarca aşamalarda ileri sürülen itirazlarda davacı ile davalılardan ... ... ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan 18/05/2012 tarihli ve "... sözleşmesi"nden sonra 30/05/2012 tarihinde tüm davalılar arasında adi ortaklık sözleşmesinin akdedildiği, bu nedenle de adi ortaklığın söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığı ve olamayacağı ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamında yer alan İstanbul 17.Noterliğinin 15/05/2012 tarihli ve 30/05/2012 tarihli adi ortaklık sözleşmelerinin incelenmesinde, davalı şirketlerin adi ortaklık sözleşmesinin esaslı noktalarında 15/05/2012 tarihli sözleşme ile uzlaştıkları, buna bağlı olarak davalıların söz konusu ortaklık ilişkisinin 30/05/2012 tarihinde kurulduğu yönündeki itirazlarının yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Yapılan açıklamalar ve yukarıda yer verilen 15/05/2012 ve 30/05/2012 tarihli adi ortaklık sözleşmeleri ile satış sözleşmesi birlikte değerlendirildiğinde; davalı... ... ve Ticaret Limited Şirketinin, 15/05/2012 tarihli sözleşme ile kurulan adi ortaklığı temsile ilişkin hükümler uyarınca yönetici ortaklarından olduğunun ve davacı ile imzalamış olduğu 18/05/2012 tarihli sözleşmeden dolayı ortaya çıkan borçtan diğer ortakların da BK'nın 534 üncü maddesi gereğince müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir.
    Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, davacı ile adi ortaklığın yöneticilerinden davalılardan ... ... ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanmış olan 18/05/2012 tarihli sözleşmeden dolayı adi ortaklığın ortakları olan diğer davalı şirketlerin de sorumlu olduğu gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2) Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi