Esas No: 2022/3917
Karar No: 2022/6209
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3917 Esas 2022/6209 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı kiracının, davalıya ait atıl durumdaki bir alanda ticari alan kiraladığını ve sözleşme uyarınca yıllık 1.500.000 USD+KDV garanti sözleşme bedeli taahhüt edildiğini, ancak kira sözleşmesinin davalı tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle davacının kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi için açtığı davada, ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi ise davacının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Ancak Yargıtay, davacının dava değeri belirtilmeksizin maktu karar ve ilam harcı yatırarak açtığı davada harçların tamamlanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur. Ayrıca, kiracılık sıfatının tespiti davalarında bir yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerektiği ve alınacak harcın dörtte birinin peşin alınacağı, kalanın kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği, yargı işlemlerinden alınacak harçların ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı, tespit olunan değerin dava dilekçesinde belirtilenden fazla olduğunun anlaşılması halinde yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı hüküm altına alınmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
İHBAR OLUNAN :
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kiracılık sıfatının tespiti davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile imzaladığı ''... ... Müştemilatında Yer Alan Ticari Alanlarda Hasılat Paylaşımına Dayalı İşletme Hakkı Verilmesi Sözleşmesi" uyarınca söz konusu ticari alanın 01/07/2011 tarihinde başlamak üzere 10 yıl süre ile kiraladığını, kiralananın, metro istasyonu inşa edilirken yapılan ... Alışveriş Merkezi arasındaki 5.000 m² pasaj şeklinde, 12 yıldır boş ve atıl durumda olan alandan ibaret olduğunu, bu atıl alanın, milyonlarca dolarlık yatırım masrafı ile bağımsız bölümlerden oluşan ilk katının "Çarşı Pazar Alışveriş Merkezi", ikinci katının ise "Çoluk Çocuk" adı altında çocukların kullanımına dönüştürüldüğünü, bu alan için davalıya yıllık 1.500.000 USD + KDV garanti sözleşme bedeli taahhüt edildiğini ve taksitler halinde ödenmeye başlandığı, buna ilaveten edinilen kira gelirinin %62.5 kısmı hasılattan pay verilmesine dayalı diğer yükümlülüklerin belirlendiğini, davalının, kira sözleşmesi devam ederken, Eyüp 7. Noterliğinin 09/08/2012 tarihli ve 10053 yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek aylık olarak düzenli şekilde ödenmesi gereken garanti sözleşme bedelinin 01/09/2011 tarihinden beri ödenmediği, akde aykırılığın giderilmesi ile idare nezdinde doğduğu iddia edilen cari hesap borcunun ve ortak giderlerin 15 gün içinde ödenmesi aksi takdirde sözleşmenin ilgili hükümleri uygulanarak yasal yollara başvurulacağı hususunu ihtar ettiğini, yine davalı tarafça gönderilen Eyüp 7. Noterliğinin 25/12/2012 tarihli 15403 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin feshedildiği, sözleşme kapsamında verilen teminat mektubunun irad kaydedileceğinin ihtar olunduğunu; kiracının, kira borcu nedeniyle temerrüdünün, TBK'nın 315. maddesinde düzenlendiğini ancak davalı tarafından gönderilen temerrüt ihtarnamesinin usulüne uygun olmadığından kira sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kiracılık sıfatının tespiti ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacı kiracının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediği, akde aykırılığı gidermediği, bu hususta da davalı tarafın gerekli ihtaratları usule uygun bir şekilde yaptığı, bunun sonucunda da sözleşmenin haklı olarak davalı tarafından feshedildiği, dava konusu kiralanan alanın zilyetliğinin davalı kiraya verende olduğu, davacının eylemli olarak kiralananı tahliye ettiğinin anlaşıldığı, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararda bir hata bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Kiracılık sıfatının tespiti davalarında bir yıllık kira bedeli üzerinden harç alınması gerekir. Buna bağlı olarak, Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinde ise alınması gereken harcın dörtte birinin peşin alınacağı ve kalanın ise kararın verilmesinden itibaren iki ay içerisinde ödeneceği, 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı, 30. maddesinde ise muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde belirtilen değerden fazla olduğunun anlaşılması halinde yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Uuyuşmazlık, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkin olup davaya konu 21/01/2011 tarihli kira sözleşmesinde yıllık kira bedelinin 1.500.000 USD+KDV olarak belirlendiği, ek sözleşme ile bu bedelin 60.000 TL+KDV daha arttırıldığı ancak davanın, dava değeri belirtilmeksizin maktu karar ve ilam harcı yatırılarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince; dava tarihi itibariyle davacının ödediği yıllık kira bedeli tespit edilerek, bu değer üzerinden yukarıdaki esaslara göre verilecek süre içerisinde harcın tamamlattırılması ve ondan sonra yargılamaya devam olunması, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.