Esas No: 2022/3965
Karar No: 2022/6199
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3965 Esas 2022/6199 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/3965 E. , 2022/6199 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19.HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 2013 yılı Ekim ayına kadar ... Otelini işlettiğini, davalı belediyenin de icra takibine dayanak faturalara konu hizmetleri aldığını, 2013 yılı cari hesap ekstresine göre davalı belediyeden 515.670,48 TL alacağı olduğunu, alacağın bir kısmına itiraz ederek ödemeyen davalı belediyenin aleyhine başlattığı icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek, takibe itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; icra takibine itirazlarında belirtildiği üzere borçlarının yalnız 72.181,96 TL olduğunu, kalan tutar için başlatılan takibin haksız olduğunu, gönderilen faturaların belediye kayıtlarında bulunmadığını, alacak üzerine vergi dairesi tarafından haciz konduğunu, bu nedenle davacı şirkete belirtilen alacağın ödenmesinin mümkün olmadığını, avans faizi talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; ihale yasalara uygun yapılmadığından davacının sözleşme kapsamında değil vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunabileceği, bu hususta aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda piyasa rayicine göre hesaplama yapıldığında davacı tarafça talep edilen bedelin rayice göre yapılan hesaplamanın altında olduğu, davalı belediyenin takibe konu dönem borcuna dair ödeme yaptığını ispatlayamadığı, asıl alacağa avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının, davalı misafirlerine konaklama hizmeti verdiği, hizmet için yapılması gereken masrafların da bilirkişi tarafından tespit edildiği ve piyasa rayicine göre hesaplama yapıldığı, bu rapor dikkate alınarak verilen kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davalı tarafın aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 8/1 maddesi uyarınca ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir ve aksi kararlaştırılmamışsa ticari işlerde temerrüt faiz oranı olarak 3095 sayılı Kanun'un 2/2 maddesi uyarınca TCMB'nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı talep edilebilir.
Kural olarak tacirin borçlarının ticari olması asıldır. TTK m.19/2 uyarınca taraflardan biri tacir olmasa dahi karşı taraf için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça ticari iş sayılır. Bu doğrultuda taraflardan yalnız biri tacir olmasına rağmen arada sözleşme bulunduğu takdirde tacir olmayan taraf yönünden de iş, ticari iş sayılıp buna bağlı olarak avans faizi talep edilebilecektir.
Somut olayda; tacir olan davacı, sözleşme alacağı için avans faizi talep etmiş ise de ilk derece mahkemesince borcun kaynağı sözleşme olarak kabul edilmemiş, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanılmıştır. Davacı tarafça da bu husus istinaf ve temyiz konusu yapılmamakla borcun kaynağı, vekaletsiz iş görme olarak kabul edilmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki sözleşmeye değil vekaletsiz iş görmeye dayandırıldığından, yukarıda açıklanan ve TTK m.19/2’de düzenlenen ticari iş karinesi somut olayda uygulanamayacak olup, ticari işe bağlı olarak talep edilebilen avans faizine de hükmedilemeyecektir.
Hal böyle olunca, mahkemece; vekaletsiz iş görmeden kaynaklı alacak yönünden yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faize hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
3) İtirazın iptâli davalarında, İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 maddesi gereğince, alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın çözümü kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; mahkemece, bilirkişi aracılığı ile davacının vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklanan alacağa göre piyasa rayiçleri dikkate alınarak hesaplatılmıştır. Bu durumda alacağın belirlenebilir ve likit olmadığı ortadadır. O halde mahkemece, takip konusu bedelin belirlenebilir, likit ve muayyen nitelikte olmadığı dikkate alınarak, icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi gerekirken; kabulüne karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yukarıda ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; ikinci bendinde yer alan “Takipte 3095 sayılı kanunun 2/2 md. Uyarınca T.C. ... Bankası'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü takipten geçerli oranlarda avans faiz oranının uygulanmasına,” ifadesi çıkarılarak yerine “2-Takipte asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına,” ifadesinin, üçüncü bendinde yer alan “İtiraz edilen miktar 443.488,52TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ifadesi çıkarılarak yerine “3-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.