22. Hukuk Dairesi 2015/11326 E. , 2015/15658 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının işletmenin bütününü sevk ve idare eden çalışan niteliğinde olduğunu, işe iade davası açamayacağını, davacının komisyon karşılığı rakip firmalarla iş yaptığını, onların satış ve pazarlamasına aracılık ettiğini, işyeri tarafından sağlanan imkanları kullanarak kendisine gelir elde ettiğini, davacının işten çıkarılmasının şirketin bu durumdan haberdar olmasının doğal sonucu olduğunu, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının olumsuz davranışlarından dolayı tutulmuş herhangi bir tutanağın dosya içerisine ibraz edilmediği, sadece davacının şirket kurallarına uymayarak gösterdiği disiplinsiz davranışlarından dolayı tutanak tutulduğu, fesih nedeninin somut,açık ve kesin bir şekilde belirtilmeyip; soyut ve "ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri nitelikteki benzer davranışlar" gibi genel ifadeyle yetinildiği, bu konuda davacı hakkında disiplin cezası verilmediği, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli bir sebebe dayandığının davalı işveren tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle kabul kararı verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının davalı işyerinde satıştan sorumlu personel olarak çalıştığı, 05.10.2012 tarihli fesih bildirimi ile, Şirket ait e-posta adresinden, şirket unvan ve logosu altında şirket tarafından satışı yapılmayan ve şirket faaliyet konusuna girmeyen "beton santrali" hakkında, rakip firmalar da dahil olmak üzere, yazışmalar yaptığının ve teklifler aldığının, anılan yazışmalarda şirketi Amerikan şirketi olarak tanıttığının 03/10/2012 tarihinde öğrenilmesi üzerine savunmasının talep edildiği ancak savunma vermekten imtina ettiği belirtilerek 4857 sayılı İş Kanunu"nun "İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı"nı düzenleyen 25. maddesinin II-e nolu bendi uyarınca iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; mahkemece her ne kadar feshe gerekçe gösterilen olayların geçerli bir fesih nedeni oluşturmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de ; tanık beyanlarından ve dosyadaki diğer belge ve bilgilerden, davacı ile davalı şirket arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, bunun haklı neden ağırlığında olmasa bile fesih için geçerli neden oluşturduğu, bu aşamadan sonra işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceği dikkate alınarak iş sözleşmesinin feshinde geçerli sebebin varlığının kabul edilmesi gerekirken mahkemece aksi kanaatle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. Maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 27,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 02,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 66,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 29.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.