21. Hukuk Dairesi 2019/1700 E. , 2019/4717 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünen doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 17/08/2013 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının anne ve babasının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
Mahkemece, Davalı ... yönünden davanın reddine, Davalı olarak gösterilen ... yönünden davanın usulden reddine, diğer davalı ... Yapı ... Ve ... San.Ve Dış Tic.Ltd.Şti. hakkında ise davacı baba lehine 62.740,47 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi, davacı anne lehine 65.174,45 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın iş kazası tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına Mahkemece uyulmasına karar verildiğinde, Mahkeme için uyulan kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E. 2006/521 sayılı kararı)
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Somut olayda mahkemece verilen 07/07/2015 tarihli kararın temyiz edilmesi üzerine dairemizin 12/02/2018 tarih ve 2017/3246 Esas, 2018/1055 Karar sayılı ilamıyla dava, davalı ... Yapı Sanayi Ticaret ve Limited Şirketine karşı açılmış ise de; bu sıfata sahip bir şirketin bulunmadığı, davalı sıfatının aslen ... Yapı isimli firma sahibi olan...’a ait olduğunun anlaşıldığı, taraf sıfatı olmayan şirket hakkında yargılama yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu, taraf sıfatının ... Yapı – ...’a ait olduğu anlaşıldığından davacı tarafın taraf değişikliği talebinin bulunup bulunmadığı belirlenerek, taraf sıfatı değişikliği talebinin varlığı halinde bu davalıya karşı yargılamaya devam edilmesi, davacı vekilinin 08/06/2017 tarihli davayı atiye terk beyanını da dikkate alarak sonucuna göre bir karar verilmesi, aksi halde ise mevcut davalının davada davalı olarak taraf sıfatının bulunmadığı gözetilerek bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi yönünden kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Şu halde bozma kapsamı dışında kalan bir önceki kararda verilen davalı ... hakkındaki red kararı ile bu kararın fer’i niteliğinde takdir edilen red vekalet ücretinin bozma kapsamı dışında kesinleştiği açıktır. Aynı zamanda davalı olarak gösterilen ... Yapı Sanayi Ticaret ve Limited Şirketinin aslen tüzel kişiliği olmayan bir şirket olduğu, bu davalı hakkında bozma kararı doğrultusunda usulden red kararı verildiği ve taraf sıfatının ait olduğu ... Yapı – ...’ın ise davalı olarak iş bu davada yer almadığının anlaşılması karşısında var olmayan ve kendisini vekille temsil ettirmeyen ... lehine vekalet ücreti takdiri de hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 Sayılı HMK"nun 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A) Kararın hüküm fıkrasının 7. bendinin silinerek yerine;
“7-Davalı ... hakkında açılan davanın 07/07/2015 tarihli bir önceki kararda reddine karar verildiği, iş bu red kararının bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği dikkate alınarak davalı vakıf hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına”rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
B) Kararın hüküm fıkrasının 13. bendinin silinerek yerine;
“13- Davalı ... hakkında davanın reddi nedeniyle 07/07/2015 tarihli bir önceki kararda lehine hükmedilen 1.500,00 TL tutarındaki vekalet ücretinin bozma kapsamı dışınnda kalarak kesinleşmiş olması nedeniyle davalı vakıf lehine yeniden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına
B) 14. bendin hükümden çıkartılmasına ve 13. bendin hüküm fıkrasının son bendi olarak teselsül ettirilmesine,
Hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine
25/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.