(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2011/17146 E. , 2012/5141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 102 ada 1, 103 ada 1, 104 ada 25 ve 107 ada 2 parsel sayılı sırasıyla 2118793,60 m², 10211126,34 m², 4931341,60 m² ve 6488,78 m² yüzölçümündeki taşınmazlardan 102 ada 1, 103 ada 1 ve 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar orman niteliğiyle, 104 ada 25 parsel ise malikinin kim olduğu tespit edilemediği gerekçesiyle tarla niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit edilmişlerdir. Davacı gerçek kişi, dava konusu taşınmazlardan 102 ada 1 parsel içinde yaklaşık 25 dönüm, 107 ada 1 parsel içinde ise yaklaşık olarak 10 ve 7 dönümlük taşınmazlarının kaldığı ve 104 ada 25 parselin ise bütünüyle kendisine ait olduğu iddiasıyla irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının kısmen kabulüne ve 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 2745,25 m²’lik bölümün, 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) ile gösterilen 3425,29 m²’lik ve (C) ile gösterilen 7381,09 m²’lik bölümlerinin ve 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın krokide (D) ile gösterilen 7414,75 m²’lik bölümünün son parsel sayısıyla davacı ... Çınar adına, 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan bölümü 2116048,35 m² yüzölçümü ile 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan bölümü 4920535,22 m² yüzölçümü ile ve 103 ada 1 parselin geriye kalan bölümü 10203711,59 m² yüzölçümü ile tespit gibi orman niteliğiyle ve dava konusu 104 ada 25 parsel sayılı taşınmazın ise tamamının tespit gibi tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastro ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsellerden 102 ada 1, 103 ada 1 ve 107 ada 2 parseller orman alanı içinde 104 ada 25 parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
1) Mahkemece, dava konusu 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen krokide (A) ile gösterilen ve 107 ada 2 parsel içinde tespit edilen krokide (B) ve (C) ile gösterilen taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusu edilen ve krokide (A), (B) ve (C) ile gösterilen birbiriyle bitişik olmayan taşınmazlardan, krokide (A) ile gösterilen taşınmazın dört tarafının 102 ada 1 sayılı, krokide (B) ve (C) ile gösterilen taşınmazların ise 107 ada 2 sayılı orman parselleri ile çevrili olduğu ve taşınmazların bu haliyle orman içi açıklık durumunda oldukları anlaşılmaktadır.
6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26/05/1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 31/05/1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil
Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 25/07/1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15/07/2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17.06.2004 gün ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15/07/2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10/12/1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10/12/1997 gün 1997/20-808/1039, 08/02/1999 gün 1999/7-22-43, 13/10/1999 gün 1999/8-689-822, 03/04/2002 gün 2002/8-230-261 ve 22/10/2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11/10/2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet
Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece, değinilen yönler gözetilerek davacının 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde tespit edilen krokide (A) ile gösterilen ve 107 ada 2 parsel içinde tespit edilen krokide (B) ve (C) ile gösterilen taşınmazlar yönünden davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
2) 103 ada 1 sayılı orman parseli içinde tespit edilen krokide (D) ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince, davacı gerçek kişi, dava konusu taşınmazlardan 102 ada 1 parsel içinde yaklaşık 25 dönüm, 107 ada 1 parsel içinde ise yaklaşık olarak 10 ve 7 dönümlük taşınmazlarının kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Yapılan keşifle 102 ada 1 sayılı parsel içinde bırakıldığı iddia edilen 25 dönümlük taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen, 107 ada 1 içinde bırakıldığı iddia edilen 10 ve 7 dönümlük taşınmazların ise, krokide (B) ve (C) ile gösterilen taşınmazlar oldukları tespit edildiği halde, davacı tarafından keşif sırasında dava konusu olmayan 103 ada 1 parselin krokide (D) ile gösterilen bölümünde davalı olduğu bildirilmiş, mahkemece de, yasal olmayan bir gerekçe ile dava dilekçesiyle davacı tarafından dava konusu edilmeyen krokide (D) ile gösterilen bölüm hakkında da hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında usulüne uygun bir dava açılmadığından ve 103 ada 1 sayılı parselin tutanak aslının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu parselle ilgili karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 04/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.