Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/943
Karar No: 2022/6071
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/943 Esas 2022/6071 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı bir öğrenci olarak, davalı üniversitenin kendisine vermesi gereken bursu tam olarak vermediği ve mağduriyet yaşattığı gerekçesiyle 30.000 TL maddi tazminat, 1200$ kitap yardımı ve 10.000 TL manevi tazminat talebiyle dava açmıştır. Mahkeme önce bu talepleri reddetmiş, ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrası manevi tazminat talebi yönünden vekalet ücretine hükmetmiştir. Ancak mahkeme bu hükmü davalı lehine yanlış şekilde tayin etmiş ve düzeltme yapılmadan onamıştır. Bu nedenle, Kısa adı HUMK olan 1086 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Usuli Kazanılmış Hak başlıklı maddeleri çerçevesinde, kararın düzeltme yapılarak onanmasına karar verilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/943 E.  ,  2022/6071 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
    VEK. AV. ...


    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, 2009 yılında ... Lisesi'ni okul birincisi olarak bitirdiğini, genel kontenjandan davalı üniversitenin ... bölümüne yerleştiğini, okul birincisi bursunu öncelikle kazandığı halde puanının yüksek olması sebebiyle okul birincisi kontenjanından yerleştirilmesine gerek kalmadığını, okul birincisi kontenjanı yerine genel kontenjandan yerleştiğinden davalı üniversitenin kendisini okul birincilerine verdiği tam burstan yararlandırmadığını bunun yerine %50 oranında burs verdiğini ileri sürerek, öğrenim gördüğü 8 dönemlik ücreti olan 30.000,00 TL'nin, dönemlik yapılması taahhüt edilen 150$'lık kitap yardımının 8 dönem üzerinden hesaplanan miktarı olan 1200$'ın ve yaşadığı mağduriyet sebebiyle 10.000,00 TL'lik manevi tazminatın tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı , davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacının davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece bir miktar maddi tazminata hükmedilmiş, manevi tazminatın ise reddine karar verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay(kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nce hüküm, "davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı yönünden ise; davacının teşvik bursunu almaya hak kazanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle bozulmuştur. Bu nedenle Dairemizce bozma konusu yapılmayan davacının manevi tazminat istemine yönelik mahkeme kararı kesinleşmiştir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek; bozma sonrası kesinleşen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre güncel vekalet ücreti bedeline hükmedilmiştir.
    Bu aşamada usuli kazanılmış hak kavramına kısaca değinilmesinde fayda vardır.
    Mülga 1086 sayılı HUMK ve 6100 sayılı HMK'da “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kavram davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle de, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Hemen belirtelim ki; bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
    Somut uyuşmazlıkta; mahkeme bozma öncesi kararında kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden davalı lehine 750,00 TL vekalet ücretine hükmetmiştir. Kararın temyizi aşamasında, davacının temyiz itirazları reddedilerek, davalının temyiz itirazları doğrultusunda davanın tümden reddinin gerektiği şeklinde karar bozulmakla davalı yönünden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden kurulan vekalet ücretine ilişkin hükmün, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı açıktır.
    Oysa; bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda mahkemece, kesinleşen davacının manevi tazminat talebi yönünden de davacı aleyhine "2.040,00 TL" vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; bozma kararına uymuş olan Mahkemece, davacı yönünden manevi tazminata dair verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan davalı lehine yeniden vekalet ücreti hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasına 6. bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Bozma öncesi manevi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdir edildiğinden yeniden vekalet ücreti konusunda hüküm tesisine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, mahkeme kararının bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi