Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8193
Karar No: 2022/6021
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8193 Esas 2022/6021 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/8193 E.  ,  2022/6021 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    DAVALILAR :


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin geçersizliğinin tespiti - alacak davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 21/06/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... ... ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalılar ile imzaladığı 23/06/2014 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca taşınmaz satış bedeli olarak kararlaştırılan 900.000 TL’yi davalılara ödediğini, sözleşmeye konu taşınmaza dair ecrimisil istemiyle davalılar tarafından açılan davada 16.000 TL’ye hükmedildiğini, bahse konu ecrimisil bedeli üzerinde taşınmazın maliki olarak hak sahibi olduğunu, davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; davaya konu taşınmaz satış sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile 16.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar; ecrimisil istemiyle açmış oldukları davada lehlerine hükmedilen tazminat bedelini henüz tahsil edemediklerini, zenginleştiklerinden söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; taraf vekillerince imzalanan “alacağın temliki sözleşmesi” başlıklı sözleşme içeriği incelendiğinde, "temlik alan, işbu temlik ile belirtilen ecrimisil bedeli dönemine ilişkin temlik edenlere yönelik ikame ettiği İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/230 E. sayılı dosyasında sulh olunduğunu, karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını kabul ve taahhüt eder" ifadesine yer verildiği gerekçesiyle; konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; taraf vekillerince imzalanan 12/03/2019 tarihli protokol ile tarafların sulh oldukları, davacı vekili tarafından işbu protokolün sehven imzalandığı iddia edilmiş ise de somut bir delil sunulamadığı, yine irade sakatlığı ile imzalandığı ileri sürülen protokolün iptali yönünde açılan herhangi bir davanın da bulunmadığı, sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilemeyeceği, tarafların sulhe göre karar verilmesi hususunda talepleri olmadığından, ilk derece mahkemesince konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) Sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, karşılıklı anlaşma ( yani sözleşme) ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.” hükmü getirilmiştir.
    Sulh, bir sözleşme olarak mahkeme dışında da yapılabilir; buna, mahkeme dışı sulh denir. HMK’da mahkeme dışı sulh düzenlenmemiştir.
    “Tarafların mahkeme dışında yapacakları sulh, kuruluş ve etkileri bakımından kural olarak bir maddi hukuk işlemidir. Mahkeme dışı sulh borçlar hukukunun konusu olduğundan, bu maddede düzenleme dışı bırakılmıştır. Taraflardan birinin , mahkeme dışı sulh sözleşmesinin yapıldığı ve bu sözleşmeye uygun olarak mahkemece bir karar verilmesi gerektiği yolundaki iddia ve talebi, diğer tarafça kabul edilmediği takdirde, onun varlığının ve kapsamının iddia eden tarafça ispatlanması gerekecektir. Maddede, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hak üzerindeki anlaşmanın yargılamaya etkisi olduğundan, sadece mahkeme içi sulh düzenlenmiştir.” (6100 sayılı HMK'nın Hükümet gerekçesi madde 313).
    Mahkeme dışı sulh sözleşmesi, dava devam ederken yapılsa bile, kendiliğinden görülmekte olan davayı etkilemez; burada iki ihtimal vardır:
    Taraflar mahkeme dışında yapmış oldukları sulh sözleşmesini mahkemeye verirler ve buna göre sulh olduklarını bildirirlerse, bu husus tutanağa geçirilir, taraflara okunur ve imza ettirilir. Bu halde, mahkeme dışı sulh, mahkeme içi sulhe dönüşür.
    Taraflar (ikisi birlikte) mahkeme dışında sulh olduklarını davaya bakan mahkemeye bildirmezlerse (veya taraflardan biri böyle bir sulh sözleşmesini inkar ederse), mahkeme dışındaki sulh sözleşmesine dayanan taraf, bunu mahkemede ispat etmekle yükümlüdür (Kuru, Baki, Medeni Usul Hukuku Cilt 2, Yetkin Yayıncılık, Ankara: 2020, s.1104).
    HMK’nın “Sulhun etkisi” başlığı altında düzenlenen 315 inci maddesinde ise ; “Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
    İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hallerinde sulhun iptali istenebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    “...tüm sözleşmelerde olduğu gibi, tarafların iradelerini sakatlayan, hata, hile ve ikrah gibi bir sebebin varlığı durumunda veya sulh sözleşmesindeki hükümlerin, zor durumda olan taraf için gabin teşkil ettiği hallerde, söz konusu sözleşmeyi ortadan kaldırmak isteyen tarafın, borçlar hukukundaki kurallar çerçevesinde, sulhün iptali için dava açması mümkündür. Ortada mahkemece verilmiş bir hüküm bulunmadığından, kesin hüküm niteliğindeki sulhün, iradeyi sakatlayan sebeplere veya gabine dayanılarak iptali için ayrı bir dava açılması gerekecektir.” (HMK'nın Hükümet gerekçesi madde 315).
    Somut olayda; yargılama sırasında davalı tarafça ibraz edilen 12/03/2019 tarihli sözleşme içeriğinden anlaşıldığı üzere, tarafların mahkeme dışında sulh oldukları, protokolün taraf vekillerince imzalandığı, mahkemece, sulh protokolü dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edildiği, ancak davacı tarafça istinaf aşamasında işbu protokolün iradesinin sakatlanarak imzalatıldığına yönelik iddianın ileri sürüldüğü, akabinde temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan belgelerden sulh protokolünün iptali istemiyle dava açıldığı görülmüştür.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan, iradeyi sakatlayan sebeplere dayanılarak sözleşmenin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği dikkate alınarak, hata ve hile iddiasına dayalı davaya konu sulh protokolünün iptali istemiyle açılan davanın, eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi