Esas No: 2021/8461
Karar No: 2022/6010
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8461 Esas 2022/6010 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8461 E. , 2022/6010 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
DAVACI/
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarından, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 14/06/2022 tarihinde davalı/birleşen davada davacı vekili Av. ... ... ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanunu'nun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 21/06/2022 tarihine bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin 14/09/2010 tarihli kira sözleşmesi gereği kullanmakta olduğu taşınmazı 15/09/2010 tarihinde satın aldığını, sözleşme gereği ödenmesi gereken kira bedelinin ise ne kendisine ne de eski malike ödenmediğinin tespit edildiğini, bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek; davalının haksız ve kötü niyetle itirazının iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu taşınmazla ilgili olarak, 18/03/2004 tarihinde 15 yıl süreli lehine tanınmış intifa hakkı bulunduğunu, işbu intifa hakkının 14/09/2010 tarihli fesih protokolü ile 56.670 USD bedel karşılığında süresinden önce sonlandırıldığını, 56.670 USD intifa hakkı bedelinin ise, toplam kira bedelinden mahsup edilerek geri kalan bedelin 23/11/2010 tarihinde ... ... hesabına yatırıldığını, bu nedenle herhangi bir kira borcu bulunmadığı gibi intifa hakkının süresinden önce sonlandırılmış olması nedeniyle alacaklı olduğunu savunarak; asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada ise; kira sözleşmesinin 5+4 yıl süreli olup toplam kira bedeli olan 71.670 USD’nin peşin olarak ödenmesine rağmen 5. yılın sonunda kira sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle ikinci kira
dönemine tekabül eden toplam faiz ve ferileri hariç olmak üzere 57.903,53 USD tutarındaki bakiye kira bedelinin iadesi için takip başlatıldığını ancak haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; dava konusu taşınmazda işlememiş intifa süresine tekabül eden intifa bedelinin davalıya ödendiği tapu terkin belgesinde yazılı olmakla, ispat yükü üzerinde olan davalının bedeli almadığını ve bu bedeli kira borcuna mahsup ettiği iddialarını senetle ispat edemediği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile itirazın 69.114,25 TL asıl alacak ve 14.273,50 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı/birleşen davada davacının resmi satış sırasındaki beyanında intifa hakkı bedelini aldığına yönelik beyanı ve aksinin aynı mahiyette delil ile ispat edilememiş olması karşısında istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı ile önceki malik arasında imzalanan 14/09/2010 başlangıç tarihli 5+4 yıl süreli, toplam 71.671 USD bedelli kira sözleşmesinde, toplam kira bedelinin, sözleşmenin tapuya şerhine müteakip 45 gün içinde bildirilen hesaba nakden ve defaten ödeneceği, kira sözleşmesinin ilk kira dönemi sonunda feshedilmesi halinde, kira sözleşmesinin sona erdiği tarihten, kira dönemi sonuna kadar işlememiş süre olarak kabul edilecek döneme tekabül eden toplam 31.856 USD kira bedelinin, sözleşmenin imza tarihinde geçerli 12 aylık Amerikan Doları (USD) Libor+5 üzerinden beş yıl süre için hesaplanacak faiziyle birlikte USD cinsinden veya fatura tarihinde geçerli ... döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının tanzim olunacak faturalar karşılığında kiracıya nakden ve defaten ödeneceği kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinin 14/09/2010 tarihinde tapuya şerh edildiği ve aynı tarihte Akdeniz Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen intifa hakkından feragat konulu tescil istem belgesinde; .... tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde lehtarı oldukları 18/03/2004 tarihli intifa hakkının tamamından, 56.670 USD (84.755 TL) bedel alınarak, çıplak mülkiyet maliki lehine terkin edildiği ve sözleşmenin ilk kira dönemi sonunda feshedildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan 14/09/2010 tarihli fesih protokolünün hak ve yükümlülükler başlıklı 2. maddesinde; tarafların, malikin mülkiyetine haiz bulunduğu gayrimenkul üzerinde ... lehine tescil edilen intifa hakkının, "işlememiş intifa süresine tekabül eden" 56.670 USD ivaz mukabilinde sona erdirilmesi ile tapudan terkini hususunda mutabık kaldıkları, belirlenen bedelin 30 iş günü içerisinde ...'nin ... Kurumsal şubesi nezdindeki 612 nolu Amerikan Doları ve Türk Lirası Hesabına nakden ve defaten ödeneceği kararlaştırılmıştır. Her ne kadar söz konusu fesih protokolünde, işlememiş intifa süresine tekabül eden bedelin kira borcundan mahsup edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmuyor ise de; gerek sözleşmede kararlaştırılan son ödeme gününde davalı kiracı tarafından yapılan 22.750 TL bedelli ödeme, gerekse de fesih protokolü ile kararlaştırılan vade tarihleri dikkate alındığında kiracı tarafından 56.670 USD olarak kararlaştırılan işlememiş intifa süresine tekabül eden alacağın, kira borcundan mahsup edilmek suretiyle ödendiğinin kabulü gerekir. Aksi hal hayatın olağan akışına aykırı olup, davacı/birleşen davada davalı tarafça da işbu intifa hakkı bedelinin ödendiği husus ödeme belgesi sunulmadığı dikkate alınarak asıl ve birleşen davaya ilişkin taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı/birleşen davada davacı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı/birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı/birleşen davada davalıdan alınıp, davalı/birleşen davada davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.