Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8807
Karar No: 2022/6024
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8807 Esas 2022/6024 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, bir tazminat davasıyla ilgili olarak verilen kararın sair temyiz itirazlarını reddetmiştir. Davacılar; bir inşaat alanında kurulan vincin çatıya yıkılması sonucunda bir kişinin öldüğünü ve davalıların kusurlu olduğunu, tazminat talebinde bulunmuşlardır. İlk derece mahkemesi, davacılar yararına manevi tazminat hükmetmiş ancak bu miktarın az olduğu Bölge Adliye Mahkemesi tarafından belirtilmiş ve karar bozulmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi uyarınca, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar verilecek para tutarı, zararı uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşımalıdır. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 371. madde uyarınca, ilk derece mahkemesi kararı davacılar yararına bozulmuştur. Kanun maddesi, 373/1. madde uyarınca, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2021/8807 E.  ,  2022/6024 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    ASIL DAVADA



    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen tazminat davalarının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen karar, asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 21/06/2022 tarihinde asıl ve birleşen davada davacılar vekili Av. .......... ile davalı ... İnş. ... ve Tic. A.Ş. vekili Av. .......... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; davalı ... Ltd. Şti’ne ait inşaat alanına diğer davalı ... Ltd. Şti. tarafından kurulan vincin 28/11/2015 tarihinde murisleri ...’ın antrenör olarak çalıştığı futbol kulübü binasının çatısına yıkılması sonucu, muris ...’nin yaşamını yitirdiğini, davalı şirket yetkilileri aleyhine açılan ceza davasının halen derdest olduğunu, olayın meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik davacılardan ... için 5.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi, Kübra için 2.500 TL maddi ve 250.000 TL manevi, ... için 250.000 TL manevi tazminatın; birleşen davada ise aynı vakıalara dayanılarak muris ...’nin ablası davacı ... için 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişler; 25/04/2019 havale tarihli dilekçeleri ile maddi tazminat taleplerini davacı ... için 176.718,41 TL, davacı ... için ise 11.493,53 TL olarak belirlemişlerdir.
    Davalı ... Ltd. Şti; olayın meydana gelmesinde tarafına kusur atfedilemeyeceğini, sorumluluğuna gidilemeyeceğini, sorumluluğun inşaat alanı ile ilgili yeterli güvenlik önlemlerini almayan diğer davalı şirkete ait olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Ltd. Şti; kazaya sebebiyet verildiği iddia olunan vincin maliki olduğunu, ancak kurulumunun diğer davalı şirket tarafından yapıldığını, olay tarihinde yaşanan yağış nedeniyle vincin altındaki toprağın kayması sonucu kazanın meydana geldiğini, olayın meydana gelmesinde diğer davalı şirketin tam kusurlu olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davalı ... Ltd. Şti.ne ait inşaat alanında diğer davalı ... Ltd. Şti. tarafından kurulumu yapılan vincin düşmesi sonucu muris ...’nin yaşamını yitirdiği, olayın meydana gelmesinde davalıların asli ve tam kusurlu olduğu, davalı şirket yetkililerinin taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanık olarak yargılandıkları ceza davasında mahkumiyetlerine karar verildiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 176.718,41 TL maddi ve 100.000 TL manevi; Kübra için 11.493,53 TL maddi ve 50.000 TL manevi; ... için 50.000 TL manevi; ... için 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davacılar vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
    Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28/05/2003 tarihli ve 2003/21-368-355 ve 23/06/2004 tarihli 2004/13-291-370 sayılı kararları).
    Somut olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi, tarafların kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, asıl ve birleşen davada davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğunun kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; asıl ve birleşen davada davacılar için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi