Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3534
Karar No: 2022/5998
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3534 Esas 2022/5998 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı şirketin işlettiği bir kayak tesisinde müşterek çocuğunun kusuru dışında hayatını kaybetmesi nedeniyle açılan tazminat davasında mahkeme, davalı şirkete hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle kısmen haklı bulmuştur. Ancak Yargıtay, davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı ve taraflar arasındaki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında olduğu gerekçesiyle davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği kararı vermiştir. Ayrıca, dava konusu taşınmazın maliki sıfatıyla Kastamonu Valiliği davalı olarak gösterilmesi temsilcide yanılma niteliğinde olduğu ifade edilmiştir. Sonuç olarak, davalı şirketin temyiz dilekçesi reddedilirken, hükmün davacı yararına bozulması kararlaştırılmıştır. Kararda, HUMK'nun 432. maddesi, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ve HGK'nın 22.02.2022 tarihli, 2019/3-179 E., 2022/186 K. sayılı kararı detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2022/3534 E.  ,  2022/5998 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
    DAVACILAR :


    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili, davalılardan Kastamonu Valiliği vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; müşterek çocukları...'ın 11/02/2007 tarihinde ... içerisinde yer alan ... Merkezinde kayak yaparken direğe çarparak vefat ettiğini, olayın meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduklarını, olay tarihinde kayak tesisinin işletmeciliğini yapan davalı şirket yetkilisi olan diğer davalı ...’nın açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucu taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ceza aldığını ileri sürerek; davacılardan ... için 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi, ... için 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi, ... için 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişler, tazminat taleplerini davacılardan ... için 33.843,11 TL, ... için 37.638,63 TL olarak ıslah etmişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davalı ... yönünden açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı ... davalı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 31/01/2019 tarihli ve 2016/23312 Esas, 2019/969 Karar sayılı kararıyla, davacıların, müteveffanın davalı şirket tarafından işletilen kayak tesisinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle yaşamını yitirmesinde hizmet kusuru bulunduğu ileri sürerek maddi ve manevi zararlarının tazminini istedikleri, dava hizmet sözleşmesinden kaynaklandığından ve davalı taraf hizmet sağlayan sıfatına haiz olduğundan taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabulü gerekeceği, bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğu, mahkemece, ayrı bir Tüketici Mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi, yok ise ara kararıyla davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    1-) Davalı ...'na gerekçeli kararın 17/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise HUMK’nın 432. maddesinde öngörülen on beş günlük yasal süre geçirildikten sonra 07/03/2022 tarihinde verildiği nazara alındığında süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-) Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır.
    Temsilcide yanılma daha çok, kabul edilebilir bir yanılgı sebebiyle doğan iradi taraf değişikliği ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu yanılgı, mevzuattaki ve kurumlar arasındaki karmaşık görev ve sorumluluk dağılımından, devleti temsil eden tüzel kişiliğin belirlenmesindeki karışıklık veya güçlükten, tüzel kişi yerine o tüzel kişiliği temsil eden kişinin muhatap sanılmasından gerçekte taraf sıfatına sahip olan kişi ile taraf olarak gösterilen kişi arasındaki iç ilişkinin yahut tüzel kişilikler veya ticari işletmeler arasındaki devir ilişkisinin bilinmemesinden kaynaklanabilir. Temsilcide yanılma hasımda yanılma anlamına gelmez ve hukukî yaptırımı da hasımda yanılmada olduğu gibi davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz. (HGK’nın 22.02.2022 tarihli, 2019/3-179 E., 2022/186 K. sayılı kararı)
    Somut olayda, dava konusu taşınmazın mülkiyeti Gençlik Hizmetleri ve Spor Genel Müdürlüğüne ait olup 11/11/2004 tarihli ve beş yıl süreli kira sözlemesi ile .... Ltd Şti'ne kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesi, kiraya veren sıfatı ile ... Başkanlığı adına Kastamonu Valiliği tarafından imzalanmıştır. Davacılar, taşınmazın maliki sıfatıyla Kastamonu Valiliğini davalı göstermiş ise de, bu durum kira sözleşmesinin ... Başkanlığı adına Kastamonu Valiliği tarafından imzalanmasından kaynaklanmıştır. Kiraya veren ... Başkanlığını kira sözleşmesinde temsil eden Kastamonu Valiliğinin davalı gösterilmesi temsilcide yanılma niteliğindedir.
    Hal böyle olunca mahkemece; davacılara, davanın tüzel kişiliği bulunan gerçek hasma yöneltilmesine olanak sağlamak gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmişitir.
    2-Bozma nedenine göre, davacıların sair, davalı valiliğin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'ın temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...'ya iadesine, üçüncü bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi