Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17260
Karar No: 2012/5281

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17260 Esas 2012/5281 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasında, mülkiyetin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmiş ancak yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmayarak hüküm bozulmuştur. Mahkeme, öncelikle davacıların mirasçılığı belirlenmeli, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazların konumu haritalar üzerinde gösterilmeli, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, ecrimisil kayıtlarına göre 1995 yılından beri taşınmazları kullanan davacıların, fuzuli işgalden dolayı kaç kez ecrimisil ödedikleri araştırılmalı, arazi kadastrosu 2009 yılında daha sonra yapıldığından tek ödeme yapıldıysa bu durumun Hazinenin üstün hakkını kabul değil de zorunlu ödeme olduğu düşünülmeli, önceki raporlardaki bilgiler ile toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kararda, Medeni Yasa'nın 3402 say
20. Hukuk Dairesi         2011/17260 E.  ,  2012/5281 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2010/9863-13367 sayılı 01.11.2011 günlü bozma kararında özetle: “Mahkemece, Medeni Yasanın 3402 sayılı Yasa ile 14 ve 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
    Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan 2009/70 esas sayılı dosyada 101 ada 49 ve 50, 2009/71 sayılı dosyada 101 ada 51, 2009/72 sayılı dosyada 101 ada 71, 72 ve 55 2009/73 sayılı dosyada 101 ada 58 sayılı parselin ve 2009/74 sayılı dosyada 101 ada 59 parselin kadastro tespitlerinin davacıları tarafından ecrimisil ödenmek suretiyle kullanıldıkları belirtilerek, Hazine adına yapıldığı, davalı Hazinenin cevap dilekçesi ekinde ise ecrimisil hesap tutanağı ve ekinde krokinin sunulmuş ve bu krokiye göre de dava konusu 101 ada 49, parselin 21 nolu, 50 parselin 20 nolu, 51 parselin 18 nolu, 71 parselin 16 nolu, 72 parselin 17 nolu, 55 parselin 10 nolu, 58 parselin 9 nolu, 59 parselin 7 nolu haksız işgale (ecrimisil) konu parseller olarak gösterildikleri saptanmıştır. Mahkemece, davacıya tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelini ödeyip ödemediği, ödenmişse, kaç yıl ödediği araştırılmamış, ödenmişse Hazinenin üstün hakkını kabul edilmiş sayılacağından, kullanımının malik sıfatıyla olmadığı düşünülmediği gibi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanım koşullarının da yeterli olarak tespit edilmediği, maddi olaylara dayanmayan soyut içerikli olan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda taşınmazların eski tarihli memleket haritasında açık alanda kaldığı ve orman olmadığı bildirilmiş, bitişikte orman olarak tespiti yapılan 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın da davalı parsellerle aynı şekilde görüldüğü halde bilirkişilerce taşınmazların eğimi, bitki örtüsü ve memleket haritasındaki rumuzu incelenmemiş, dava konusu taşınmazın 1980 ve 1990’lı yıllarına ait hava fotoğraflarında kullanılan bir yer olup olmadığı araştırılmamış, arazi kadastrosuna altlık olarak kullanılan fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftası getirtilerek kullanım sınırları olup olmadığı belirlenmemiş ve bu pafta memleket haritası ile çakıştırılarak taşınmazın yeri tam ve kesin olarak tespit edilmemiştir.
    Bu nedenle; mahkemece eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı kadastro çalışmaları sırasında altlık olarak kullanıldığı ya da sonraki yıllarda fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftası ve 1980 ve 1990’lı yıllara ait hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, usulüne uygun orman ve zilyetlik araştırması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra dava konusu taşınmazların
    tespitlerinin iptali ile Dereli köyü 101 ada 49 nolu parselin 10.10.2011 günlü fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 5191,70 m²’lik alan ile aynı yer 50 nolu parselin A ile gösterilen 1262,67 m²’lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 49 nolu taşınmazın (B) ile gösterilen 2917,84 m²’lik alan ile 50 nolu taşınmazın (B) ile gösterilen 8021,99 m²’lik kısımlarının 1/3 payının davacı ... adına, 2/3 payının davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacılar ... ve ...’nın önceki yıllarda rızalarıyla ecrimisil ödedikleri gerekçesiyle davalarının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 27.03.1996’da altı aylık ilan sonucu kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
    Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında davacıya tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelini ödeyip ödemediği, ödenmişse kaç yıl ödediği ve Hazinenin üstün hakkını kabul edilmiş sayılacağından, kullanımının malik sıfatıyla olmadığının düşünülmediği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanım koşullarının da yeterli olarak tespit edilmediği gereğine değinilmiş, mahkemece davacıların tam olarak mirasçılığı belirlenmeden, tahakkuk ettirilen ecrimisilin kaç kez ödendiği ve davacıların kullanımları tam olarak araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Ayrıca, 19.04.2010 günlü ilk keşifte yerel bilirkişi, tanık ve tutanak bilirkişiler dava konusu taşınmazların diğer davacılar ile davacı ...’nın babası ...’ya ait olduğunu ,...’nin geçen yıl vefatından sonra taşınmazların oğlu ...’ya kaldığını, 20 yıl süreyle her iki taşınmazın davacılar tarafından müşterek olarak kullanıldığını, 30.05.2011 günlü ikinci keşifte ise tutanak bilirkişi taşınmazların ...’ya ait olduğunu, O’nun tarafından imar ihya edildiğini, ...’nin vefatından sonra rızai ve fiili paylaşım sonucu 20 yıldır mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğunu açıkladığı halde mahkemece beyanlar arasındaki çelişkiler de giderilmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle mahkemece; öncelikle ...’nın nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek davacıların mirasçılığı belirlenmeli, önceki bilirkişi dışında bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde göstereceği krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, iki keşifteki beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, ecrimisil kayıtlarına göre 1995 yılından beri taşınmazları kullanan ... ve ...’nın, 1997-2007 yılları arası fuzuli işgalden dolayı kaç kez ecrimisil ödedikleri araştırılmalı, arazi kadastrosu 2009 yılında daha sonra yapıldığından tek ödeme yapıldıysa bu durumun Hazinenin üstün hakkını kabul değil de zorunlu ödeme olduğu düşünülmeli, önceki raporlardaki bilgiler ile toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de; hükme esas alınan fen bilirkişi krokisinde dava konusu 101 ada 50 nolu parselin (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin yüzölçümlerinin ters yazılmış olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 05.04.2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi