Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3981
Karar No: 2022/6014
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3981 Esas 2022/6014 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/3981 E.  ,  2022/6014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ..........

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; aralarındaki arkadaşlığa binaen talebi üzerine davalı hesabına 100.000 (yüzbin) USD borç olarak gönderdiğini, gönderme işleminin dekontunun açıklamasına "..." şeklinde yazdığını, davalının 28/11/2016 tarihinde 20.000 USD ve 27/01/2017 tarihinde 30.000 USD "... tarafından gönderilen" açıklaması ile borcun bir kısmının iadesini sağladığını, geriye 50.000 USD borcu kaldığını, keşide ettiği Bodrum 10. Noterliğinin 14/06/2019 tarihli ve 02368 yevmiye nolu ihtarı ile davalıya borcunu ödemesi için süre verdiğini ve söz konusu ihtarın 17/06/2019 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek; davanın kabulü ile alacağı olan 50.000 USD'nin temerrüt tarihinden itibaren devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacı ile aralarındaki ilişki nedeniyle bir kaç sefer birbirlerine borç alma/verme işlemlerinin olduğunu, davacı tarafça belirtilen gönderme işlemine ... yazıldığı bildirilmiş olduğuna göre işlemin tarafından alınan borcun ödenmesi şeklinde yorumlanması gerektiğini, davacı tarafça gönderilen havalelerin makbuzlarının tarafına gönderilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; dekontta herhangi bir açıklama olmaması durumunda uygulama ve Yargıtay kararları ışığında gönderilen paranın alınan borcun ödemesi olarak gönderilmiş kabul edileceği, gönderimin bu amaçla yapılmış olması durumunda hayatın olağan akışında açıklamada da hangi borca müstenit gönderim yapıldığının yer alması gerektiği, davalı tarafından davacıya 50.000 USD olarak geri ödeme yapıldığı birlikte değerlendirildiğinde, gönderilen 100.000 USD'nin, geri ödenmek üzere borç olarak gönderildiği, davacının kabulünde olduğu üzere 50.000 USD’sinin geri ödendiği ve neticeten davacının davalıdan 50.000 USD alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; dava konusu dekontta bulunan "..." açıklamasının, içeriği itibariyle gönderilen paranın davalıya borç olarak verildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, paranın borç olarak verildiğini ispat yükü üzerinde bulunan davacının, ödünç verdiği iddiasını yazılı deliller ile kanıtlaması gerektiği, ne var ki davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiş; karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalıya borç olarak gönderdiği 100.000 USD alacağından bakiye 50.000 USD alacağı kaldığını ileri sürerek, alacağının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı ise banka yoluyla 100.000 USD gönderildiğini kabul etmekle birlikte, gönderilme nedeninin davacının göndermiş olduğu borç değil, kendisinin daha önce davacıya verdiği borcun geri ödemesi olduğunu savunmuştur. Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı delil olarak banka havale dekontuna dayanmış olup, ilgili dekontta "..." açıklamasının yer aldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, "..." açıklamasının, içeriği itibariyle gönderilen paranın davalıya borç olarak verildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, paranın borç olarak verildiğini ispat yükü üzerinde bulunan davacının, ödünç verdiği iddiasını yazılı deliller ile kanıtlaması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafça mevcut ödemenin 24/06/2014 tarihinde yapıldığı, davalının ise 28/11/2016 tarihinde 20.000 USD ve 27/01/2017 tarihinde 30.000 USD "... tarafından gönderilen" açıklaması ile bir kısım geri ödemeler yaptığı, bu ödemelerin açıklamasız olması karşısında uygulama ve Yargıtay kararları doğrultusunda alınan borcun ödemesi olarak gönderilmiş olduğunun kabulü gerekeceği dikkate alınarak, taraflar arasında mevcut başka bir ilişkinin varlığı da iddia ve ispat edilmediğinden, bu itibarla, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne yönelik karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; bölge adliye mahkemesince, yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2. maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi