Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/34
Karar No: 2021/4807
Karar Tarihi: 28.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/34 Esas 2021/4807 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/34 E.  ,  2021/4807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; taraflar arasında 28/08/2002 tarihinde, 15/10/2002-15/10/2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere icar sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye uymayan tarafın 10.000TL cezai şart ödemesinin kararlaştırıldığını, davalının son üç yıldır kira paralarını ödemediğini, sözleşme gereği cezai şart koşulları oluştuğundan tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davacılar lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
    Davalı; davacıların dayandığı 28/08/2002 tarihli kira sözleşmesinin yok hükmünde olduğunu, davacılardan ... ve ... ile yeni tarihli sözleşmeler imzalandığını, 2002 yılında tapusuz olan taşınmazların kadastro sonucu çeşitli kişiler adına tescil edildiğini, cezai şart alacakları olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; 28/08/2002 tarihli kira sözleşmesinden sonra 17/11/2008 tarihli noterden düzenlenen yeni sözleşme yapıldığını, böylece ilk sözleşmenin ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 24/06/2014 tarih 2014/4040 esas 2014/8363 karar sayılı ilamı ile " ....Kira sözleşmesi kural olarak üç şekilde sona erer. Tarafların anlaşması veya kiralananın yok olması ile ya da mahkeme kararı ile sona erer. Davacılar ... ve ... ile dava dışı ... ile davalı arasında düzenlenen 28/08/2002 tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi süresi dolmamış olup usulüne uygun şekilde sona erdirilmediğinden halen yürürlüktedir ve tarafları bağlar. Zira, bu sözleşmeden sonra tarafların yeni sözleşmeler yapması önceki sözleşmeyi kendiliğinden hükümsüz kılmaz. Kaldı ki, davalı ile davacılardan ... ve ... ile sonradan düzenlenen sözleşmelerde kiraya verenlerden ... yer almadığı gibi kiralanan parsellerin önceki sözleşme (28/08/2002 tanzim tarihli) ile kiralanan 550 dönüm susuz tarla niteliğindeki kiralananı kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamaktadır. Ancak, 28/08/2002 tarihli kira sözleşmesindeki kiraya verenlerden ... 27/11/2007 tarihinde bu davadan önce vefat etmiş olup, dosyada mevcut mirasçılık belgesinden davacı ... dışında başka mirasçılarının da olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, öncelikle taraf teşkili üzerinde durularak kiraya verenlerden ölü ... mirasçılarından ..., elbirliği mülkiyetine konu paya dayanarak dava açtığından diğer mirasçılarının muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye mümessil tayini için süre verilerek tüm mirasçıların davaya katılımları sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde taraflarca borcun varlığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay"ın bozma kararına gerek iradi, gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde HGK.nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
    Somut olayda; Davacılar ... ve ... ile dava dışı ...."in kiraya veren olduğu 28/08/2002 tanzim tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile 26 parça yaklaşık 550 dönüm kıraç tarlanın davalı kiracı Taşkın Bahçebaşına kiralandığı, hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bozma ilamında, kira sözleşmesinin kural olarak tarafların anlaşması veya kiralananın yok olması ile ya da mahkeme kararı ile olmak üzere üç şekilde sona ereceği; dava konusu sözleşmenin usulüne uygun şekilde sona erdirilmediğinden halen yürürlükte olup tarafları bağladığı; öte yandan davalı ile davacılardan ... ve ... ile sonradan düzenlenen sözleşmelerde kiraya verenlerden ... yer almadığı gibi kiralanan parsellerin önceki sözleşme (28/08/2002 tanzim tarihli) ile kiralanan 550 dönüm susuz tarla niteliğindeki kiralananı kapsayıp kapsamadığının anlaşılamadığı hususu belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılması gerektiği tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece, sonradan düzenlenen sözleşmelerde kiralanan parsellerin önceki sözleşme (28/08/2002 tanzim tarihli) ile kiralanan 550 dönüm susuz tarla niteliğindeki kiralananı kapsayıp kapsamadığı hususunda konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmalı, bundan sonra bozma kararı doğrultusunda tüm dosya kapsamına göre işlem ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi