Esas No: 2022/1380
Karar No: 2022/6028
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1380 Esas 2022/6028 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/1380 E. , 2022/6028 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
DAVALILAR :
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 21/06/2022 tarihinde taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan ... Ltd. Şti. ile imzaladığı 17/12/2013 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca, ... olarak isimlendirilen taşınmaz projesinden, proje aşamasında olan davaya konu taşınmazı satın aldığını, kararlaştırılan satış bedeline mahsuben toplam 230.000 USD'yi davalı şirkete ödediğini, ödemeleri sözleşme tarihinden önce ve sonra olmak üzere dönem dönem yaptığını, davalı şirketten çok sayıda taşınmaz satın aldığını, ancak taşınmazlar inşa edilmediği gibi ödediği paranın da geri verilmediğini, davalı şirketin kendisi gibi birçok kişiyi mağdur ettiğini, ileride açılması muhtemel olan dava ve takiplerden kurtulmak amacıyla akde aykırı davranarak tüm malvarlığını ... Ltd. Şti.ne devrettiğini, sözleşmeye konu taşınmaz projesi ile ilgili olarak davalılar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, gerçekleşen zarardan davalı şirket ile birlikte diğer davalı ortakların da sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek; ödediği 230.000 USD’nin dava tarihi itibariyle karşılığı olan 579.600 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan ...; davacı tarafça davaya konu taşınmaz satış sözleşmesine istinaden yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığı, dosyaya sunulan banka havale makbuzlarının açıklama kısmında belirtilen ifadelerden, davacı ile davalı ... Şltd. Şti. arasında bir başka ticari ilişkinin bulunduğunun anlaşıldığı, nitekim davacı ile davalı ... Ltd. Şti. arasında 02/11/2011 tarihinde Lübnan’da ... ... isimli şirketin kurulduğunu, ortak geliştirilen projelerin Lübnan pazarına sunulmasının amaçlandığını; davalı şirket ile iradeleri sakatlanarak imzaladıkları yatırım sözleşmesinin ortaklık sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, dava konusu taşınmaz satış sözleşmesinin ise tarafı olmadıklarını, sorumluluklarına gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ... Ltd. Şti.; davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince; davaya konu harici taşınmaz satış sözleşmesine istinaden ödendiği iddia edilen 230.000 USD satış bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemiyle eldeki davanın açıldığı, ancak ödeme olgusunun davacı tarafça ispat edilemediği, davacı ile davalı şirket arasında gerek Türkiye’de gerekse Lübnan’da geniş çaplı ticari ilişkinin bulunduğu, dosyaya sunulan ödeme belgelerindeki havale açıklamaları dikkate alındığında, işbu belgelerin taraflar arasındaki ticari ilişkiye yönelik olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalılar arasında “yatırım sözleşmesi” adı altında imzalanan sözleşme ile adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, davacının ise Lübnan vatandaşı olup, yetkilisi olduğu şirketler aracılığıyla Lübnan’da ticaret yaptığı, ticari ilişkilerinin bir kısmını da davalı ... Ltd. Şti. ile yürüttüğü, davalı şirket ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı mevcut borcun tasfiyesi amacıyla, davaya konu taşınmaz satış sözleşmesini imzaladığı, bu hususun davacının da kabulünde olduğu, sözleşme gereğince borçtan sadece davalı şirketin sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenlerle satış sözleşmesinden dolayı davalı ortakların sorumluluğuna gidilemeyeceği, eldeki davanın davalı ... Ltd. Şti. aleyhine açılması gerekirken; adi ortaklığa karşı açıldığı, ortaklığa karşı husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddinin gerektiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Somut olayda; davacı ile davalı şirket arasında imzalanan harici taşınmaz satış sözleşmesi gereği, satış bedeli olarak gerek sözleşme öncesi gerek sözleşme sonrası muhtelif tarihlerde ödendiği iddia edilen toplam 230.000 USD’nin iadesi talep edilmiş ve ödeme olgusunun ispatı hususunda banka havale makbuzları dosyaya sunulmuş ise de; işbu belgelerden ödemelerin davaya konu taşınmaz satış sözleşmesine istinaden yapıldığı anlaşılamamıştır. Davacının da kabulünde olduğu üzere, davacı ile davalı ... Ltd. Şti. arasında Türkiye’den Lübnan’a kadar uzanan büyük çaplı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, öyle ki bu ticari ilişkinin yansıması olarak davacı ile davalı ... Ltd. Şti arasında ... ... şirketinin kurulduğu, davalı ... Ltd. Şti’nin tüm malvarlığının bu şirkete aktarıldığı, yine davaya konu taşınmaz satış sözleşmesinin de satıcı sıfatıyla bahse konu ... ... tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bölge adliye mahkemesince; davaya konu 17/12/2013 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesine istinaden yapıldığı iddia olunan ödemenin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması HMK'nın 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.