3. Hukuk Dairesi 2020/4299 E. , 2020/7531 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki itirazın iptali davasına dair Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12/11/2014 tarihli ve 2012/666 E.-2014/570 K. sayılı hükmün onanması hakkında 13.(kapatılan) Hukuk Dairesince verilen 19/04/2018 tarihli ve 2015/40202 E. 2018/4730 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile yapılan sürücülü binek araç kiralama hizmet alımı sözleşmesi gereğince yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, ancak sözleşme bedelinden indirim yapılarak eksik ödeme yapıldığını, 96.690,00 TL.nin tahsili için yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.618,80 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu hüküm Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarih, 2015/40202 Esas, 2018/4730 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek onanmış, davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1-Dosyanın incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Yine dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK.’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece kararın gerekçe kısmında gerekçede gösterilen miktar üzerinden itirazın iptaline bakiye talebin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm kurulduğu belirtilmiş olmasına ve davacı yanın dava dilekçesi ile ileri sürmüş olduğu talebinin de itirazın iptaline ilişkin olmasına rağmen hüküm kurulurken, davanın kısmen kabulüne; 2.618,80.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine şeklinde hüküm ittihaz ederek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmasının yanında davacının itirazın iptali talebi hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmeyerek bir alacak talebi varmış gibi hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onanmasına karar verilmesi doğru olmadığından, davacının karar düzeltme isteğinin kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair karar düzeltme itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarih, 2015/40202 Esas, 2018/4730 Karar sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasıyla hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, karar düzeltme harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.