3. Hukuk Dairesi 2020/3816 E. , 2020/7535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ile davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarındaki sözleşme ile davalının dava dışı 3. kişiye ait taşınmaz hakkında 3. kişiyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi kurmasına aracılık etmesi halinde belirlenen ücrete hak kazanacağı konusunda anlaştıklarını, sözleşmeden sonra söz konusu taşınmaz hakkında arsa maliki ile davalının kardeşi ... "nun yetkili temsilcisi olduğu şirket arasında noterde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 3.maddesinde taşınmazın davalının kendisi dışında ortağı, idarecisi olduğu şirket yahut kan veya sıhri hısımlarının yer aldığı başkaca inşaat şirketlerince satın alınması yahut kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması halinde 2.maddede yer alan KDV hariç 120.000 TL aracılık hizmet bedeli ve 120.000 TL ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının kendisi sayesinde taşınmazı bulduğunu ve kardeşinin temsilcisi olduğu şirket tarafından sözleşme yapılmış olmakla ücrete ve cezai şartın uygulanmasına hak kazandığını, ödeme yapılmasını istediği halde yapılmadığını ileri sürerek şimdilik 5.000 TL"nin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talep sonucunu ıslah ile 240.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davacının kardeşine yer göstermediğini tarafları buluşturmadığını, kendisi ile arsa maliki arasında davacının aracılık ettiği herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının hem ceza hem ücret talep edemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve ceza alacağına ilişkindir.
1-6098 sy. Türk Borçlar Kanununun 520 vd. maddelerine göre simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır.
Mahkemece verilen kararın gerekçesinde davalının kardeşinin temsilcisi olduğu şirket ile arsa maliki şirket arasında yapılan 04/02/2014 tarihli arsa payı inşaat sözleşmesinin taraflarca noterde yapılan sözleşme ile ikale edilmesi nedeniyle davacının ücret kazanması için gereken koşulların bulunmadığından bahsedilerek davanın reddine karar verilmişse de tarafların arasındaki 03/02/2014 tarihli sözleşmede davalının taşınmazı ilk defa davacı aracılığı ile gördüğü, arsa maliki ile sözleşme yapılmasını takip eden 1 gün içinde KDV hariç 120.000 TL ücretin davacıya ödeneceği, sözleşmenin davalı tarafından değil de davalının kan hısımlarının yer aldığı bir şirket tarafından satın alınması ya da hakkında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması halinde de ücrete hak kazanılacağı ve bu halde 120.000 TL kadar da ceza ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu, ertesi gün 04/02/2014 tarihinde arsa sahibi ile temsilcisinin davalının kardeşi olduğu bir şirket arasında noterde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı böylece davacı simsarın faaliyetleri sonucunda sözleşmenin kurulduğu ve kurulduğu anda ücrete hak kazandığı sabittir. Davanın açılmasından sonra dava dışı bu kişiler arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin taraflarınca ikale edilmiş olması, simsarın sözleşmenin kurulmasıyla doğan ücret alacağını ortadan kaldırmaz. Bununla birlikte davacı ücret alacağına hak kazandığından ayrıca cezai şartın uygulanmasını isteyemez.
Şu halde Mahkemece, davanın 120.000 TL lik ücret alacağı yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şu aşamada incelenmesine yer olmadığına
SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan sebeplerle tarafların sair temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.