22. Hukuk Dairesi 2017/21856 E. , 2019/9883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde 31/07/2001-31/12/2014 tarihleri arasında büro personeli olarak çalıştığını, önceki yıllarda olduğu gibi yıl sonu itibariyle 31/12/2014 tarihinde çıkışının verildiğini, ancak amirlerini onayı ile 11/02/2015 tarihine kadar çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri, son bir ay on günlük hakedişinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Belediye vekili, davacının farklı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında farklı şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olup, sürenin bitimi ile sona erdiğini, davacının 31/12/2014 tarihinde çıkışının yapıldığını, bu tarihten sonra yapılan çalışmalar yönünden şirketin bilgisi ve onayının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair bir ifade bulunmadığı, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı açıktır. Bu halde davacının dava dilekçesinde saklı tuttuğu fazlaya ilişkin talep hakkını ıslah ettiği dikkate alınarak, ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir. Mahkemece ihbar tazminatı yönünden sonradan artırılan miktar için dava tarihi yerine, ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken aksi yönde yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Somut olayda, davacı 31/12/2014 tarihinde SGK çıkışı yapılmasına rağmen Tapu Müdürlüğü bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, Şubat 2015 dönemine kadar çalıştığını ileri sürmüş, davalı şirket ise davacının mevcut hizmet alım sözleşmesinin sona ermesi üzerine davalı asıl işveren bünyesinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiğini, somut olayda işyeri devri bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece davacının 31/12/2014 tarihinden sonraki çalışmasının mahiyetine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmamış, davacının 31/07/2001-31/12/2014 dönemine ilişkin çalışma süresinden davalı şirket ile davalı Belediye müştereken müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Dosya kapsamına göre davacının mevcut hizmet alım sözleşmesinin sona ermesi üzerine işyerinde çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta olup, bu husus tanıklarca da doğrulanmıştır. Mahkemece belirtilen yönlerden herhangi bir araştırma yapılmadan davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davalı şirketin son alt işveren, davalı Belediyenin de asıl işveren sıfatıyla talep edilen alacaklardan sorumlu olduğu yönünde karar tesis edilmesi hatalıdır. Açıklanan sebeplerle öncelikle davacının 31/12/2014 tarihinden sonraki çalışmasının bir işyeri devri olup olmadığı, iş sözleşmesinin kesintisiz devam etmediği yöntemince araştırılarak davalıların kıdem ve ihbar tazminatı yönünden sorumlu olup olmadıkları ve sorumluluk miktarlarının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
4-İhbar olunan şirketlere gerekçeli karar başlığında yer verilmemesi bir başka hatalı yöndür.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.