22. Hukuk Dairesi 2017/21859 E. , 2019/9886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde proje müdürü olarak aylık net 4.500,00TL ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, ... ve ... isimli kişilerin davacıya hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, bu kişilerin şirket vekili veya ortağı olduklarını ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının davalı işveren şirketten, manevi tazminatın ise davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili, davacının işyerinde asgari ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-c bendi uyarınca haklı nedenle fesih edildiğini, diğer davalıların şirket yöneticisi olmadığını, davacının kanuna aykırı olarak elde ettiği ses kayıtlarının delil olarak kabul edilemeyeceğini savunmuştur.
Davalı ..., işveren sıfatının bulunmadığını beyan ederek davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Davacı manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
2-Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davacının manevi tazminat talebinin, 4857 sayılı İş Kanununda iş sözleşmesinden kaynaklanan ve işçi tarafından talep edilebilecek işçilik haklarının tahdidi olarak sayıldığı, bu alacak kalemleri arasında akdin feshi sırasında veya akdin feshine bağlı olarak manevi tazminat alacağının sayılmadığı, manevi tazminat talep edebilme koşullarının Türk Borçlar Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle reddedilmesi hatalı ise de, davacı tarafından dosyaya sunulan ses kaydının kanuna aykırı delil olduğu, dosya kapsamında mevcut diğer delillere göre manevi tazminat talebinin ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre manevi tazminat talebinin reddine dair karar sonucu itibariyle yerinde görülmüştür. Bu sebeple, dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta davacı davalı şirkete ait işyerinde proje müdürü (sorumlusu) olarak aylık 4.500,00 TL net ücret ile çalıştığını ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının asgari ücret ile çalıştığını savunmuştur. Mahkemece davacının ücrete yönelik iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, aylık ücretin bordroda belirtilen brüt 2.800,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, davacının aylık ücretinin belirlenmesi noktasında yapılan araştırma eksik ve yetersizdir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı, davacının davalı şirket bünyesinde şantiye şefi olarak çalıştığını, davacının ne kadar ücret ile çalıştığını bilmediğini beyan etmekle birlikte, kendisinin işyerinde inşaat işçisi olarak çalıştığını ve net yevmiye miktarının 120,00 TL olduğunu ifade etmiştir. Mahkemece emsal ücrete yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan ve tanık anlatımları yöntemince değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir. Öncelikle davacı işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek (sendika üyesi olması halinde) sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki "kazanç bilgisi sorgulama" kısmından da faydalanılabileceği göz önüne alınarak emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek aylık ücret miktarı noktasında bir sonuca gidilmelidir. Hal böyle iken, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazının kabulü ile kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.