22. Hukuk Dairesi 2017/21864 E. , 2019/9889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Sağlık Bakanlığı’na ait ... Devlet Hastanesinde değişen alt işverenler bünyesinde önce temizlik görevlisi, daha sonra güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Davacının çalışma süresi ve asıl işverenin sorumlu olduğu alacak miktarının belirlenmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacının 16/10/2003-05/04/2010 tarihleri arasında 4 yıl 6 ay 10 gün süre ile değişen alt işverenler bünyesinde çalıştığı, dava dışı alt işverenler arasında işyeri devri olduğu, davalı Sağlık Bakanlığının ise asıl işveren sıfatı ile davacının toplam çalışma süresine isabet eden alacaklarından sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Ne var ki, dosya kapsamında mevcut SGK kayıtları ile hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde, davacının 20/10/2005 tarihine kadar ...ve ... şirketleri bünyesinde genel temizlik ihalesi kapsamında temizlik işçisi olarak çalıştığı, 20/10/2005 tarihinde ... şirketinden çıkışının verildiği, bu tarihten sonra ise ilk olarak 26.04.2007 tarihinde ... Güvenlik Şirketi bünyesinde güvenlik hizmeti ihalesi kapsamında güvenlik elemanı olarak çalışmaya başladığı tespit edilmektedir. Her ne kadar Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre belirlenen çalışma süresi kesintili kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de, davacı, 16/10/2003-20/10/2005 tarihleri arasında temizlik ihalesi kapsamında temizlik görevlisi olarak, 26/04/2007-05/04/2010 tarihleri arasında ise güvenlik ihalesi kapsamında güvenlik görevlisi olarak çalışmıştır. Bu halde davacı aynı işyerinde çalışmaya devam etmiş olsa bile, farklı hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde farklı alt işverenler bünyesinde çalıştığı, bu işyerleri arasında bir işyeri devrinden söz edilemeyeceği açıktır. Hal böyle iken, işyeri devrinin bulunmadığı asıl işveren alt işveren ilişkisi yönünden, davalı Bakanlığın sorumluluğunun her bir hizmet alım sözleşmesi ile sınırlı olarak, ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden davacının son ücret miktarı üzerinden hesaplanan tüm çalışma süresine tekabül eden alacaklardan davalı Sağlık Bakanlığının sorumlu olduğu yönünde karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre ise, dava dışı ... Güvenlik Şirketi ile ... Devlet Hastanesi arasındaki güvenlik işine ait son hizmet alım sözleşmesinin bitim tarihi 31/12/2009 tarihidir. Ancak SGK kayıtlarına göre davacının 05/04/2010 tarihinde ... Güvenlik Şirketinden çıkışı yapılmış olup, dosyada bu döneme ilişkin hizmet alım sözleşmesi tespit edilememiştir. Bu itibarla, davacının 31/12/2009-05/04/2010 tarihleri arasındaki çalışmasının hizmet alım sözleşmesi kapsamında olup olmadığı belirlenmeli, bu araştırmanın sonucuna göre davalı Sağlık Bakanlığının sorumluluğu sınırlandırılmalıdır.
2-Davacıya yol yardımı yapılıp yapılmadığı uyuşmazlık konusudur
Somut uyuşmazlıkta, tanık anlatımlarına itibar edilerek kıdem tazminatına esas ücrete yol yardımı ilave edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2005 yılı bordrolarında yol yardımı ödemesi tespit edildiği, sonraki dönemlerde görünmese bile davacıya yol yardımı yapıldığının kabulü gerektiği sonucuna varılmış ise de, bu kabul şekli hatalıdır. Her ne kadar tanıklar davacıya yol ücreti verildiğini beyan etmiş ise de, bordroda böyle bir ödeme tespit edilememiştir. Yol yardımının ayni değil, nakdi olarak yapıldığı yönündeki tanık anlatımının çalışılan yerin kamu kurumu olduğu ve ihale kapsamında çalışıldığı dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, davacının farklı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı dikkate alınarak, teknik şartnameler de incelenmek suretiyle davacıya fesih tarihinden önceki son bir yıl içinde yol yardımı yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulmalı, sonucuna göre kıdem tazminatına esas ücrete yol yardımı eklenip eklenmeyeceği belirlenmeli, şayet yol yardımı eklenmesi gerektiği kanaatine varılırsa, bu yardımın miktarı konusunda yeterli araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 07.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.