Esas No: 2021/8587
Karar No: 2022/5867
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8587 Esas 2022/5867 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8587 E. , 2022/5867 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ :
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen istirdat ve itirazın iptali davalarından; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada; tefrik edilen dosyada davalı ... ile imzaladıkları 26/11/2016 tarihli satış vaadi protokolü sebebiyle satış bedeli olarak davalılara on adet toplam değeri 354.585 USD bedelli senet verdiklerini, tapuda her ne kadar taşınmaz davalı ... adına kayıtlı ise de taşınmazın bir kısım hissesinin davalı ...'e ait olduğunu, bu nedenle beş adet senedin davalı ... adına düzenlendiğini, arsayı almaktan vazgeçtiklerini, davalıların senetleri vermediklerini, davalı ...'in vadesi geçen üç senedi takibe konu ettiğini ileri sürerek; davalılar adına tanzim edilen senetlerin bedelsiz kaldığının tespiti ile senetlerin iptalini dava konusu senet miktarı kadar borçlu olmadıklarının tespiti ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ...; davacı ... ile besicilik işine girdiklerini, ... hesabına 15/07/2012 tarihinden 20/10/2015 tarihine kadar toplam yedi seferde ortaklık katılım payı olarak banka havalesi yoluyla 390.000 TL gönderdiğini, davalı ... adına taşınmaz alındığını, ancak daha sonra ortaklıktan çıkmak istediğini, adına düzenlenen senedin de yatırım ortaklığından çıkma payı karşılığı olarak verildiğini, ortaklıktan çıkmak istemesi üzerine 390.000 TL nin dolar karşılığı 183.447,82 TL' den 12.625,98 USD zarar düşülerek ve 5.766,58 USD faiz eklenerek ortaklıktan çıkma payı olarak 176.588,42 USD olarak 14/12/2015 tarihinde hesaplandığını, ortaklıktan çıkınca diğer davacı ...'ın ortak olduğunu, senetlerin ödenmemesi üzerine davacılar aleyhine icra takibi başlattığını, senetlerin satış vaadine ilişkin olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin 2017/342 Esas sayılı dosyanın ön inceleme aşamasında, davalı ... lehine düzenlenen toplam beş adet senet olduğu, dört adet senedin kambiyo senedi vasfı taşıdığı, bir adet 17/10/2017 vade tarihli senedin düzenleme tarihinin vade tarihinden sonraki tarih olduğundan kambiyo senedi vasfı taşımadığı gerekçesiyle dava asliye hukuk mahkemesinde görülmek üzere tefrik edilmiştir.
Diğer taraftan, davalı ... yönünden de dava tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmiştir.
Birleşen davada davacı ...; davalı ... ile besicilik işine girdiklerini, ... hesabına 12/07/2012 tarihinden 20/10/2015 tarihine kadar toplam yedi seferde ortaklık katılım payı olarak banka havalesi yoluyla 390.000 TL gönderdiğini, davalı ... adına taşınmaz alındığını, ancak daha sonra ortaklıktan çıkmak istediğini, adına düzenlenen senedin de yatırım ortaklığından çıkma payı karşılığı olarak verildiğini, ortaklıktan çıkmak istemesi üzerine 390.000 TL' nin USD karşılığı 183.447,82 TL'den 12.625,98 USD zarar düşülerek ve 5.766,58 USD faiz eklenerek ortaklıktan çıkma payı olarak 176.588,42 USD olarak 14/12/2015 tarihinde hesaplandığını, 17/10/2017 vade tarihli senedin kambiyo senedi taşımadığından tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlattığını, icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın konusu olan ve kambiyo vasfı taşımayan senedin nakden kaydıyla düzenlendiği, asıl dosya davacılarının, Mahkemenin 2017/342 Esas 2018/329 Karar sayılı dosyasındaki kambiyo senetleri ile eldeki dava konusu adi senedin aynı iddiaların konusunu teşkil ettiği, iddiaların ve savunmaların birbirleri ile bağlantılı olduğu, yalnızca görevli mahkeme yönünden davaların tefrik edildiği, davalının delil listesine ekli banka hesapları ve dekontlardan 12/07/2012, 26/11/2012, 17/12/2012, 16/01/2015, 06/08/2015 ve 20/10/2015 tarihlerinde, davacı ...'un hesabına toplam 390.000 TL gönderdiği, davalı ...'in mahkemenin 2017/342 Esas sayılı dosyasında, dava konusu senetleri, ortaklıktan çıkarılma karşılığında aldığı, Milas'taki ...'a ait taşınmazın satışı karşılığında bu senetlerin ...'e verilmediğini, senetlerin bu nedenle de malen değil nakden düzenlendiğine ilişkin yeminli beyanda bulunduğu gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş; karara karşı, davacılar/birleşen davada davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar/birleşen davada davalıların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş; karar, davacılardan (birleşen davada davalı) ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların, 26/11/2016 tarihli satış vaadi protokolü sebebiyle satış bedeli olarak davalılar ... ve ... lehine düzenlenen on adet toplam 354.585 USD bedelli senetlerin, arsayı almaktan vazgeçmeleri nedeniyle iptali ile senet bedelleri kadar borçlu olmadıklarının tespiti talebiyle ticaret mahkemesine açtıkları menfi tespit davasında, davalı ... lehine düzenlenen 17/10/2017 vade tarihli senedin kambiyo vasfı taşımaması nedeniyle davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmek üzere tefrik edildiği, birleşen davanın ise, asıl davanın konusunu oluşturan 17/10/2017 vade tarihli senedin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Somut olayda; davacılar tarafından davalı ... lehine düzenlenen beş adet senet olduğu, bu senetlerin dört tanesinin kambiyo senedi vasfı taşıdığı, bu nedenle menfi tespite ilişkin talebin Bodrum 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2017/342 Esas sayılı dosyasında karara bağlandığı, temyize konu 17/10/2017 vade tarihli 35.317 USD bedelli senedin ise düzenleme tarihinin vade tarihinden sonra olduğu, kambiyo vasfı taşımadığı, yargılamanın asliye hukuk mahkemesinde yapıldığı görülmüştür.
Davacılar tarafından Bodrum 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine 2017/342 Esas sayı ile açılan menfi tespit davası, mahkemenin 25/10/2018 tarihli ve 2018/329 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş, davacıların istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2018/2426 Esas 2020/1445 Karar sayılı ilamı ile, davacıların istinaf talebinin reddine dair verilen kararın, davacılar tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesince inceleme aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Bodrum 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2017/342 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davası ile temyize konu asıl ve birleşen davanın aynı iddia nedeniyle verilen senetlere ilişkin olup tarafları, iddia, savunma ve delillerin aynı olduğu gözetildiğinde, Bodrum 1.Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2017/342 Esas dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması ve bahsi geçen dosya kapsamı ile bu dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; Bodrum 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2017/342 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davasında verilen hükmün kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmış ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılardan ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.