22. Hukuk Dairesi 2019/2816 E. , 2019/9902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YÖNETİM KURULU KARAR İPTALİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 30. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07/05/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ...geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı sendika ...Şube başkanı olduğunu, davalı sendikanın genel merkez hizmet binası bünyesinde Özel Güvenlik Şube adında yeni bir şube açılmasına ilişkin 21/04/2014 tarihinde karar aldığını yapılan yargılama sonucunda bu kararın iptal edildiğini ve kararın onanarak kesinleştiğini, daha sonra 2-3 Ekim 2015 tarihinde 15. olağan genel kurulun icra edildiğini, genel kurulda doğrudan genel merkeze bağlı şekilde tüm yurt sathındaki özel güvenlik çalışanlarını kendisine bağlayan Özel Güvenlik Şubenin açılması kararının alındığını, bu genel kurulun da iptali için dava açıldığını, ... BAM 8. Hukuk Dairesi tarafından “Özel Güvenlik Şubesi adı altında ...’da şube açılması ve yurt genelinde bu tarihe kadar örgütlenilen özel güvenlik sektöründe faaliyet gösteren işyerleri ve üyelerinin bu şube faaliyet alanına bağlanması” kararının iptaline karar verildiğini ve kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesince onandığını, ancak bu kez 30 Mart 2018 tarihinde 337/2 sayılı karar ile aynı adreste bu kez ismi değiştirilerek ... Merkez Özel Güvenlik Şube adında yeni bir şubenin kurulmasına karar verildiğini, yapılan uygulamanın yurt sathındaki özel güvenlik çalışanlarının üye yeni kurulan şube bünyesine kaydedilmekte olduğunu, bu durumun açıkça ... Cumhuriyeti yargısını yok saymak olduğunu, davalı sendikanın aynı konuda birbirini takip eden kesinleşmiş 2 ayrı yargı kararına rağmen iptal edilen kararları yeniden tesis etmesinin hukuk tanımazlığın açık göstergesi olduğunu ileri sürerek davalı sendika merkez yönetim kurulunun 30 Mart 2018 tarih ve 337/2 sayılı “... Merkez Özel Güvenlik Şubesi adında yeni bir şube kurulması ve ülke çapında tüm özel güvenlik çalışanlarının bu şubede örgütlenmesine” ilişkin kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda (STİSK) sendika genel kurul kararlarının yahut genel yönetim kurulu kararlarının iptaline dair bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte 6356 sayılı STİSK’nın 80’inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kuruluşlar hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 83’üncü maddesine göre ise “Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir. Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz. Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır. ”
Belirtilen düzenleme sendika genel kurul kararlarının iptalinin hukuki dayanağını oluşturmakta olup, sendikanın diğer organlarının kararlarının iptaline dair 4721 sayılı Kanun’da da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte sendikanın en geniş yetkilere sahip nihai karar organı olan genel kurulun kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması hak düşürücü süreye tabi tutulmuşken diğer zorunlu organların kararlarına karşı yargı yoluna başvurulmasının herhangi bir süre sınırına tabi olmadığını söylemek güçtür.
Buna göre 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 83’üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin kıyasen diğer zorunlu organların kararlarına karşı açılacak davalarda da uygulanabileceğinin kabulü gereklidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, sendika genel merkez yönetim kurulu kararına karşı iptal davasının bir aylık hak düşürücü süre içinde açılması ve bu konuda mülga 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi"nin 68’inci maddesinin uygulanması gerektiğini ifade etmiştir (YHGK., 2000/9-54 esası, 2000/43 sayılı kararı).
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davalı sendika genel yönetim kurulunun 30/03/2018 tarih ve 337 sayılı kararının ikinci bendinin iptali talep edilmektedir. Dava konusu genel yönetim kurulu kararı 02/04/2018 tarihinde sendika ...Şubesi’ne tebliğ edilmekle birlikte, davacı ...Şube başkanı tarafından 01/06/2018 tarihinde dava açıldığından, somut uyuşmazlıkta davanın açılabilmesi için bir aylık hak düşürücü süre geçmiş durumdadır.
Diğer taraftan dava konusu genel yönetim kurulu kararının yok hükmünde olması yahut mutlak butlanla hükümsüz sayılmasını gerektiren bir durum da söz konusu değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, dava açılabilmesi için hak düşürücü süre geçtiğinden İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 2,725,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.