Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8931
Karar No: 2020/7578
Karar Tarihi: 09.12.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/8931 Esas 2020/7578 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/8931 E.  ,  2020/7578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, kendisine ait taşınmazı satması için davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının taşınmazı 08.09.2008 tarihinde 23.000,00 TL bedelle dava dışı şahsa satmasına rağmen kendisine satış hususunda bilgi vermediği gibi satış bedelini de ödemediğini, taşınmazın gerçek değerinin daha fazla olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile şimdilik 23.000,00 TL’nın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, bozma ilamından sonra verilen ıslah dilekçesi ile birlikte talep sonucunu 60.000,00 TL’na yükseltmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08/09/2015 günlü ve 2014/34285 E.-2015/26565 K. sayılı ilamı ile davacı yararına bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın kabulü ile 60.000,00 TL’nin 23.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 37.000,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 25/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21/03/2019 günlü ve 2017/5724 E.-2019/3739 K. sayılı ilamı ile, davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, bozma sonrası ıslah yapılamayacağı, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen bu hususun gözandı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile, 23.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- 6100 Sayılı HMK’nın 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile aşılabileceği yine HMK’nın 144/2.maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, yasağın başladığı andan itibaren iddia ve savunmaları değiştirme noktasında taraflar için tek hukuki imkan olacaktır. HMK’da ıslah ile ilgili öngörülen koşullardan biri de zamanla ilgilidir. HMK’nın 177/1.maddesinde tahkikatın sona ermesine kadar ıslaha başvurulabileceği düzenlenmiştir.
    Bu noktada hem yazılı hem de basit yargılama usulünde ön inceleme aşamasının sonra ermesi üzerine başlayan tahkikat aşaması HMK.nın 184. ve 185. maddelerinde açıklandığı gibi tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında, mahkemenin tahkikatın bittiğini taraflara tefhimi ile tahkikat aşamasının bitiminin gerçekleşeceği de kabul olunmaktadır.
    Bu bağlamda, 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesinde; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.
    Bu noktada aydınlatılması gereken diğer bir husus da usulü kazanılmış hak kavramıdır. Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"da (ayrıca mülga 1086 sayılı HUMK içeriğinde) “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrarı sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü müktesep hak, anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. Ancak Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, usuli kazanılmış hak kavramının istisnasının uygulanacağının gözden kaçırılmaması gerekir. Kaldı ki usul hukuku alanında temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir.
    Bu açıklamalar ışığında, mahkemece davanın esastan reddine yönelik verilen ilk kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesince davacı yararına bozulduğu; bozma ilamına uyulmak sureti ile mahkemece tahkikata dair işlemler tesis edildiği, bu doğrultuda davacı vekilinin talebini 25/05/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırdığı ve mahkemece ıslaha itibar edilerek karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesince 04/02/1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır.
    28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, yukarıda açıklandığı üzere usulü kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki yasa değişikliği uyarınca karar verilmesi gerekliliği hasıl olmuştur. Açıklanan nedenlerle Mahkemece davacı tarafın 03/09/2016 tarihli ıslahına değer verilerek hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşıldığından kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi