Esas No: 2016/10482
Karar No: 2018/684
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/10482 Esas 2018/684 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı/asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ve birleşen davacılar, orman vasfında olmayan bir kısım taşınmazlarının yörede 1948 yılında yapılan orman tahdidi dışında iken, 1998 yılında yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde çalışmalarında orman kadastro sınırları içerisine alındığını belirterek tahdidin iptali ile taşınmazların kendi adlarına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmışlar, dava devam ederken yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları ve 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanununun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan çalışmaları gerçekleştirilmiş, çekişmeli taşınmazlar davalı oldukları gerekçesiyle malik haneleri boş olarak tespit edilip tutanaklar kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Davalı-birleşen davacı ... Yönetimi tarafından yörede yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ...köyünde bulunan tarla vasfı ile davalılar adına tespit edilen 68, 71, 74, 75 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla, tapularının iptali orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış, yörede orman kadastro çalışmaları yapıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, asli müdahil Hazine taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman alanı dışına çıkarılan bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır.
Kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının reddine, 105 ada 107, 108, 109, 110, 111, 112, 106, 131, 138, 136, 105, 104, 116, 103, 137, 139, 104 ada 1, 2, 3, 4, 5, 102 ada 1, 101 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 , 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline, 105 ada 107, 108, 109, 110, 111, 112, 106, 131, 138, 136, 105, 104, 116, 103, 137, 139, 104 ada 1, 2, 3, 4, 5, 102 ada 1, 101 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 , 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazların sınırlarında bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına, 101 ada 3, 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ...oğlu ..."in kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "...evlatları Hasan, Mustafa ve ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "... kızı ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 104 ada 3 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "... oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 104 ada 4 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "......" kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 103 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "...oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 104 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "...oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 105 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "... oğlu ... ve ...oğlu..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 106 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "...oğlu ... ve ... oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 107 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "... oğlu ..." kullanımında olduğu hususunun şerh düşülmesine, 105 ada 109 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine " ... oğlu ..." kullanımında olduğu hususunun şerh düşülmesine, 105 ada 110 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "... oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 111 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "... oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, 105 ada 116 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine "...oğlu ..." kullanımında olduğunun şerh düşülmesine, teknik bilirkişilerin 08/05/2013 tarihli raporlarına ek krokide A (15.166.11 m²) ve B (3847.08 m²) harfleri ile belirttikleri kısımların kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından davacıların bu kısımlara yönelik davalarının reddine,teknik bilirkişilerin 19/07/2013 tarihli raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.008.36 m²"lik kısmın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından bu kısma yönelik davanın reddine, Hazine ve Orman Yönetiminin orman kadastrosunun aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasına yönelik birleşen dosyalardaki davalarının reddine, Orman Yönetimi ve Hazinenin, birleşen dosyalarda, eski 71 yeni 105 ada 136, eski 75 yeni 105 ada 138, eski 68 yeni 105 ada 129 ve eski 74 yeni 105 ada 139 parsellere yönelik tapu iptali ve tescil istemi yönünden genel mahkemeler görevli olduğundan mahkemelerinin görevsizliğine, birleşen dosyalardaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu ve 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan çalışmalara itiraz ve tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun gereğince 1948 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi, 13/12/1977-11/01/1978 tarihleri arasında ilan edilen arazi kadastrosu, 3302 sayılı Kanun ile değişik, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 05/05/1998 tarihinde ilan edilen, daha önceden yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B çalışması, 5831 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun ek 4 maddesine göre 2010 yılında yapılan kullanım kadastro çalışması ve 2011 yılında yapılan 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde çalışması vardır.
1- Davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin tüm taşınmazlar hakkındaki 22-a çalışmalarına itiraz ve 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazların tescili talebi yönünden görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışmanın yasa ve yönetmeliğe uygun yapıldığı ve Hazine ile Orman Yönetiminin çekişmeli 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazlara yönelik tescil taleplerinin eldeki davada dinlenemeyeceği ve talepler yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenerek görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 22-a çalışmalarına itiraz ve 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazlar hakkındaki görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazlar hakkındaki 2/B uygulamasına itirazına yönelik temyiz itirazları yönünden:
Orman Yönetimi yörede 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman sınırları içeri kaldığını belirterek taşınmazların tapularının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescillerini talep etmiş, yörede daha önceden yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B çalışmalarına başlanılması üzerine Orman Yönetiminin davası 2/B madde uygulamasına itiraz davasına dönüşmüştür. Uzman orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların 3116 sayılı Kanun gereğince 1948 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi sınırları içerisinde iken 3302 sayılı Kanun ile değişik, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 05/05/1998 tarihinde ilan edilen, daha önceden yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B çalışmasında orman sınırları dışarısına çıkarıldığı belirlenmiş ise de taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi şartlarını taşıyıp taşımadığı yeterince araştırılmamış, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin Kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.
Kanunda tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi yasalarla korunamaz.
O halde; uzman orman bilirkişisinin, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını göz önünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazların orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazların hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması ve taşınmazların hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekmekte olup, bu yönleri içermeyen hükmün davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazlar hakkındaki 2/B uygulamasına itirazına yönelik olarak bozulması gerekmektedir.
Kaldı ki, HMK"nın 297/2. maddesi, "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü içermekte olup, dava konusu edildiği halde mahkemece,105 ada 129 parsel (eski 68 parsel) sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir.
3- Davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 107, 108, 109, 110, 111, 112, 106, 105, 104, 116, 103 parsel, 104 ada 1, 2, 3, 4, 5, parsel, 102 ada 1 parsel, 101 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 parsel, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden çekişmeli taşınmazlar 3116 sayılı Kanun gereğince 1948 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi sınırları içerisinde iken 3302 sayılı Kanun ile değişik, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 05/05/1998 tarihinde ilan edilen, daha önceden yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B çalışmasında orman sınırları dışarısına çıkarılmış, bunu takiben yapılan kullanım kadstrosu sırasında ise taşınmazlar hakkında mülkiyete ve kullanıma ilişkin davalı oldukları gerekçesiyle malik haneleri ve beyanlar haneleri boş bırakılarak tutanak düzenlenmiştir. Mahkemece 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uygulanmak suretiyle taşınmazların malik haneleri ve beyanlar hanelerinin doldurulması gerekirken mahkemece yanılgı ile tespit gibi tesciline dair hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 131 ve 137 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden davacılar, birleşen davacılar ve asli müdahil tarafından dava konusu edilmemesine rağmen 105 ada 131 ve 137 parsel sayılı taşınmazlar hakkında hüküm kurularak HMK"nın 297/2. maddesine aykırı davranılması kanuna aykırı olup hükmün bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1- Yukarıda 1 numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin tüm taşınmazlar hakkındaki 22-a çalışmalarına itiraz ve 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazların tescil talepleri hakkında verilen görevsizlik kararına yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Yukarıda 2 numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 129, 136, 138 ve 139 parsel (eski 68, 71, 75 ve 74 parsel) sayılı taşınmazlar hakkındaki 2/B uygulamasına itirazına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu taşınmazlar hakkındaki 2/B uygulamasına itiraz davası yönünden BOZULMASINA,
3- Yukarıda 3 numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 107, 108, 109, 110, 111, 112, 106, 105, 104, 116, 103 parsel, 104 ada 1, 2, 3, 4, 5 parsel, 102 ada 1 parel, 101 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 parel, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu parseller yönünden BOZULMASINA,
4- Yukarıda 4 numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı-asli müdahil Hazine ve davalı-birleşen davacı ... Yönetiminin 105 ada 131 ve 137 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu parseller yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/02/2018 günü oy birliğiyle karar verilmiştir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.