Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4348
Karar No: 2018/1595
Karar Tarihi: 07.03.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/4348 Esas 2018/1595 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/4348 E.  ,  2018/1595 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... aleyhine 06/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve kişilik haklarına saldırı eyleminden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kişilik haklarına saldırı ve haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalının davacı hakkında HSYK’ya şikayette bulunduğunu, şikayet dilekçesinde suç isnatlarına ve iddialarını pekiştirmek için ağır iddia ve ithamlara yer verdiğini, ayrıca işletmesi dışına davacının gittiği mekanı görecek şekilde kamera taktırıp davacı ve ailesinin fotoğraflarını izinsiz elde ederek bunları şikayet dilekçesine eklediğini, fotoğraflardaki kişilerin davacının eşi ve çocukları ile vefat eden hakim yengesi olduğunu, yapılan inceleme sonucunda davacı hakkında soruşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek müvekkilinin manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili, davacının tazminat talebinin zaman aşımına uğradığını, davacının İstanbul Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığını, mülkiyeti davalıya ait taşınmazda işgalci konumunda bulunan davadışı kişilerin o dönemde işlettikleri mekana sürekli gelip gittiğini, bu kişilerle samimiyetinin olduğunu, kamera taktırmasının iş yerinin güvenliği için olduğunu, davacıyı kayda alma amacıyla yapılmadığını, kameradaki kayıtlarda davacının çok sık olarak gittiği mekanda işletmeci olan kişilerle sohbet ettiğinin tespit edildiğini, davalının haklı olarak şüphe duyduğunu ve bu nedenle şikayette bulunduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının HSYK’ya yaptığı şikayeti haklı gösterecek emare bulunmadığı, şikayet dilekçesinde davacının kişiliğini hedef aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Dava dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından yapılan şikayet sonucunda davacı hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3. Dairesinin 13/09/2012 tarih 2012/5621 sayılı kararında, davacının şikayet dilekçesinde belirtilen mekana sık sayılabilecek aralıklarla gittiği, çoğu zaman arkadaşları ve ailesi olduğu halde giderek yemek yedikleri, alkol aldıkları, ancak davalının iddia ettiği olayların gerçekleştiğine dair delil elde edilemediği, davalının şikayet dilekçesinde daha abartılı ifadeler kullandığı halde muhakkik tarafından alınan beyanında bir kısım hususlardan bahsetmediği, dilekçeye ekli fotoğraflardaki kişilerin ise davacının eşi ve çocukları olduğu, davacının nüfuz kullandığına dair somut delil elde edilemediği, iddiaların doğrulanmadığı gerekçeleriyle davacı hakkında soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı hakkında davalı tarafından verilen şikayet dilekçesi bir bütün halinde değerlendirildiğinde; dilekçe içeriğindeki bazı ifadeler abartılı olmakla birlikte kişilik haklarını rencide edici ve özel hayatı ihlal edici mahiyette olmayıp, mülkiyeti davalıya ait taşınmazda mekan işleten dava dışı kişiler ile arasında ceza ve hukuk davaları olmakla husumetin bulunması, davacının ise bu kişilerin işlettiği mekana sıklıkla gittiği nazara alındığında, davalının olağan kuşku üzerine hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkını kullandığının kabulü gerekir. Şu halde davanın tümden reddi gerekirken, şikayetin haksız olduğundan ve kişiliği hedef aldığından bahisle istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi