Esas No: 2022/4355
Karar No: 2022/5724
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4355 Esas 2022/5724 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı bir alışveriş sırasında hırsızlık sonucu çantasının çalındığını ve güvenlik görevlilerinin görevlerini iyi yapmadığını ileri sürerek davalıdan tazminat istemiştir. Mahkeme davayı reddetmiş ancak daha sonra yapılan incelemede bilirkişi raporuna itirazların tam olarak karşılanmadığı belirlenerek karar bozulmuştur. Mahkeme, bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edemeyeceğinden, bilirkişi heyetinden yeniden ayrıntılı bir rapor alınması gerektiğine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6100 sayılı HMK'nun 266. maddesi, 281. maddesi, geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi ve 304. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 24.09.2013 tarihinde davalıya ait ... alışveriş için gittiğini, alışveriş sırasında meydana gelen hırsızlık olayı sonucu içinde 5000 USD, ... cüzdanı, ehliyet, kredi kartları, cep telefonu ve anahtarlar bulunan ... çantasının çalındığını, durumun güvenlik görevlilerine bildirildiğini, görevlilerin görevlerini iyi bir şekilde yapmadığını, yönetimin denetiminde yetersiz kaldığını, hizmette kusur oluştuğunu, zararının giderilmediğini, ileri sürerek 26.540 TL'nin olay tarihinden itibaren mevduat oranında faiz uygulanarak ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar eksik incelemeyle hükmün kurulamayacağından bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı taraf mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de belirtmek sureti ile itiraz etmiş, ne var ki mahkemece bu itirazlar tam olarak karşılanmamıştır.
6100 sayılı HMK 266. hükmüne göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Kural olarak bilirkişi raporu hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe taktir eder.
6100 sayılı HMK 281. maddesi uyarınca; (1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.
Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.
Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
Somut olaya gelince; mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapora itirazlar karşılanmamış, aynı bilirkişiden ek rapor ya da yeni bir bilirkişi kurulundan yeni bir rapor almaksızın itirazı konu bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi cihetine gidilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirir.
Hal böyle olunca, mahkemece dosyanın oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, bilirkişi heyetinden davacı ve davalının müterafik kusuru hakkında, tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik inceleme, soruşturma ve itiraza uğramış, bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.”
Yukarıda açıklanan maddede belirtilen hata kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta hata olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık hatalardır. Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi Yargıtay denetimi sırasında da; uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında veya vekillerinde, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgular ile bunlara benzer durumlarda; yanlış algılama sonucu, açık ve belirgin hatalar yapılması mümkündür.
Yapılan bu açıklamalar ışığında, ....... (asil/vekili) tarafından verilen açık hataların düzeltilmesi istemli dilekçe üzerine yeniden yapılan incelemede; (temyiz/karar düzeltme) incelemesi sonucunda verilen Yargıtay kararında, açık ve belirgin bir hatanın bulunmadığı belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, ………. (asilin/vekilinin) dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle ……. (asilin/vekilinin) dilekçesinin REDDİNE, …………. tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.