Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20240
Karar No: 2018/5835
Karar Tarihi: 15.11.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/20240 Esas 2018/5835 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı banka ile diğer davalılar arasında müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca yapılan icra takibinin itirazının iptali davasında, mahkeme TBK'nın 584/1. maddesi uyarınca eş rızası olmaksızın kefalet sözleşmesinin kurulamayacağı yönünde hüküm kurmuş ancak davalı ... asıl borçlu olan şirketin ortağı olduğunu belirtmiş olması nedeniyle, TBK'nın 584/3 maddesine 6455 sayılı kanunun 77. maddesiyle eklenen son fıkra uyarınca davalı ..., şirketin ortak veya yöneticisi ise işletme ve şirket ile ilgili olarak verilen kefaletlerde eşin rızası aranmayacağından, mahkeme davalının asıl borçlu şirketin ortağı veya yöneticisi olduğu araştırılmaksızın yazılı şekilde karar vermiştir. Bu durumda, hükmün BOZULMASINA karar verilmiş ve kanun maddeleri ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Kanun maddeleri: TBK'nın 584/1 ve 584/3 maddeleri, 6455 sayılı kanunun 77. maddesine eklenen son fıkra.
19. Hukuk Dairesi         2016/20240 E.  ,  2018/5835 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    YARGITAY KARARI
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ... yönünden reddine, diğer borçlular yönünden kısmen kabulüne yönelik hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacı banka ile davalı borçlu ... Tarım ve Hayvancılık Ltd. Şti arasında imzalanan ve diğer davalılar ... ile ..."in müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kredi sözleşmesi uyarınca davalıya kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi sonucu başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kredilerin tahsili amacıyla davacıya birçok senet verildiğini, senetlerin tahsil edilip edilmediğinin belli olmadığını, tahsil edilmiş ise borç tutarından mahsup edilip edilmediğinin anlaşılamadığını, davalıların kefaletlerinin geçerli olmadığını, eş rızasının bulunmadığını, sözleşme tarihinin boş bırakıldığını bu sebeple kefalet tarihinin de bulunmadığını, faizlerin fahiş olduğunu, BSMV talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip tarihi olan 23/12/2013 tarihi itibari ile davacı bankanın davalı borçlulardan talep edebileceği asıl alacak miktarının toplam 244.317,88-TL olduğu, davalı ..."in 24/06/2013 tarihli sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atmadan üç gün önce, 21/06/2013 tarihinde evlendiği, oysa kredi sözleşmesinde 6098 sayılı Yasanın 584. maddesi uyarınca aranan eş rızasının bulunmadığı bu haliyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu nedenle adı geçen davalı hakkında kefil sıfatıyla icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle davanın ... yönünden reddine, diğer borçlular yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Takibe konu genel kredi sözleşmesinde davalı ... Tarım ve Hayvancılık ... Ltd. Şti. asıl borçlu, davalı ... ise kefil konumundadır. Mahkemece TBK"nın 584/1. maddesi uyarınca eşin rızası olmaksızın kefalet sözleşmesinin kurulamayacağı geçersiz olduğu yönünde hüküm kurulmuş ise de davacı, davalı ...’in   asıl borçlu olan şirketin ortağı olduğunu belirtmiş olması nedeniyle, sözleşme tarihi 24.06.2013 olup TBK"nın 584/3 maddesine 6455 sayılı kanunun 77. maddesiyle eklenen son fıkra uyarınca davalı ..., şirketin ortak veya yöneticisi ise işletme ve şirket ile ilgili olarak verilen kefaletlerde eşin rızası aranmayacağından mahkemece davalının asıl borçlu şirketin ortağı veya yöneticisi olduğu araştırılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi kabule göre de davacının icra takibinde kötü niyetli olduğuna dair dosya içinde delil bulunmadığı halde reddedilen miktar yönünden davalılar lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi