21. Hukuk Dairesi 2018/7188 E. , 2019/4802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, davacının işe giriş bildirgesinde belirtilen 05/04/1983 tarihinde en az 1 gün çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin bu tarih olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
SGK Başkanlığı vekili, işe giriş bildirgesinin sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını; işyeri dönem bordrosunda ismi yer almayan davacının, bildirgede belirtilen tarihteki eylemli çalışmasının Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece mahkemesince ; “Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 15.12.1969 doğumlu davacının, 24.11.1982 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alınan “... Sokak N:35 .../...” adresinde kurulu 153586 035 işyeri sicil numaralı iş yerinde 05.04.1983 tarihinde işe girdiğini gösterir sigortalı işe giriş bildirgesinin usulüne uygun olarak Kuruma verildiği ancak, dönem bordrosunda adına yer verilmediği ve çalışmalarının bildirilmediği, davalı Kurumun bu nedenlerle davacının iddia ettiği çalışmayı gerçek ve fiili bir çalışma olarak kabul etmediği, davacının hizmet cetvelinden 05.04.1983 tarihli işe giriş bildirgesi sonrasında bu kez 151170 sicil numaralı işyerinden 08.07.1988 tarihi itibariyle işe giriş bildirimi yapılıp prim ödemesi gerçekleştirildiği ortadadır. ” gerekçesiyle
“Davanın KABULÜNE,
Davacının 153586.35 sicil nolu işyerinde 05/04/1983 tarihinde hizmet akdine istinaden ve asgari ücret ile 1 gün çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 15/12/1987 tarihi olduğunun tespitine,
Davalı ... Ev ...A.Ş. hakkında, davanın niteliği gereği karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
SGK Başkanlığı vekili dilekçesinde, işyeri dönem bordrosunda ismi yer almayan davacının isteminin kabulüne olanak bulunmadığını; işe giriş bildirgesinin tek başına fiili çalışmayı ortaya koymaya yeterli olmadığını; eylemli çalışmanın hizmet tespitine ilişkin davalarda geçerli yöntem ve kanıtlarla kanıtlanamadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz tanık anlatımlarına dayanılarak kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ""Kurumdan gelen dönem bordrosunda adı yer alan tanıklar ..., ... ve ... ile adı bordrolarda yer almamasına karşın birlikte çalıştığını belirten davacı tanığı ... tarafından davacının eylemli çalışmasının varlığı konusunda beyanda bulunulduğu; bildirge tarihinde davacının 18 yaşından küçük olmasına karşın, işe giriş bildirgesinde çıraklık konumuna ilişkin ibare yer almadığı; yasal düzenlemelere uygun çıraklık sözleşmesi ve Mesleki Eğitim Kurumu kaydının bulunmadığı; salt 18 yaşın altında olan kişilerin çırak olarak kabulünü gerektiren düzenleme bulunmayışı ve davacının öğrenme amacıyla değil, üretim sürecinde hizmet akdine dayalı olarak eylemli çalışmasına yönelik dosya kapsamındaki kanıt ve belgeler ışığında; Yasa kapsamındaki işyerinden verilen bildirgeye dayalı olarak tescilin yasal yönteme uygun gerçekleşmiş ve dava tarihine dek çekişmesiz sürmüş olması yanında, işe giriş bildirgesinin düzenlendiği tarih üzerinden geçen süre ve bu süreçte sigortalıların sosyal güvenlik haklarını koruma anayasal yükümlülüğü altındaki Kurum tarafından, prim ödemesini yapmayan işveren hakkında herhangi bir işlem yapılmamış olmasının sigortalı aleyhine sonuç yaratması olanağı bulunmadığı da gözetilerek; ilk derece yargılaması sürecinde toplanan kanıtlara ek olarak, davanın kamu düzenine ilişkin niteliği ve re"sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu yönü gözetilerek istinaf kanun yolu yargılaması sürecinde yapılan araştırma ve toplanan kanıtlar dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen hüküm sonucundan ayrılmamakla birlikte, eksik inceleme ve araştırmaya yönelik istinaf kanun yolu başvurusu kabul edildiğinden, istinaf kanun yolu başvurusuna ilişkin yargılama giderinden davacının sorumluluğu gerektiği ve istinaf kanun yolu vekalet ücretine bu nedenle yer olmadığı dikkate alınarak, davanın kabulü yönünde yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur” gerekçesiyle
“ 1-... 14. İş Mahkemesi"nin 13.06.2017 tarih, 2016/286 Esas ve 2017/207 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-... Ev Gereçleri ve Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama Ticaret SanayiA.Ş hakkındaki dava takip edilmediğinden bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-SGK Başkanlığı hakkındaki davanın kabulü ile davacının 153586 sicil numarasıyla ... Ev Gereçleri Ve Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama Ticaret Sanayi A.Ş. adına tescilli iş yerinde 05.04.1983 tarihinde 1 gün çalıştığı ve uzun vadeli sigorta kolları yönünde sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 15.12.1987 tarihi olduğunun tespitine, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Dava hakdüşürücü süreye uğramıştır. Dava ispatlanamamıştır. 35 yıl öncesine ait çalışma yazılı delile ispatlanmalıdır. Yöntemince araştırma yapılmalıdır.” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 15/12/1969 doğumlu davacının, 10.05.1983 tarihinde 13 yaşında olduğu, davalı iş yerinde katlanır yatak ve karyola ve mutfaklarda kullanılan sebzeliklerin üretiminin yapıldığı, 05.04.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin 153586 sicil numaralı işveren ... Ev Gereçleri ve .... Tük. Malları Paz. Tic. San. A.Ş. adına tescilli işyerinden Kuruma verildiği, davacının sigorta sicil numarasının 1979-1985 yıllarında tahsis edilen serilerden olduğu, hizmet cetvelinde 08/07/1988 tarihinde 4/a çalışmasının başlıadığı, Kurum tarafından... işlemi yapılmış olup ... Sokak No:35 .../... adresinde bulunan 153586.33.04 sicil sayılı iş yerinden verilen ilk işe giriş bildirgesine istinaden 08.07.1989 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin iptal edilip, davacının sigorta sicil numarasının 10056761 olarak ve 05.04.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin geçerli sayıldığı, ... Ev Gereçleri ve .... Tük. Mal. Faz Tic. Ünvanlı, 153586. 33.04 sicil numaralı işyerinin 01.11.1982 tarihi itibariyle kanun kapsamına alındığı, 31.12.1987 tarihi itibariyle işin bitimi sebebiyle kanun kapsamından çıktığı, 1983/01 dönem bordrosunun gönderildiği, tanık ..., ... ve ...’ın dönem bordrosunda adının bulunduğu, ikisinin iddiayı doğruladığı, ...’ın rahatsızlığı nedeniyle davacıyı hatırlamadığı, 13 yaşında bir çocuğun ev gereçleri imali işinde kaynak vs yaparak üretime yönelik çalıştığına dair beyanların hayatın olağan akışıyla örtüşmediği ve başka delillerle desteklenmeye muhtaç olduğu, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının öğrenim durumuna ilişkin kayıtları getirterek, anılan tarihte öğrenci olup olmadığını irdelemek, çıraklığa ilişkin kayıtları olup olmadığını ilgili kurumlardan sorgulamak, işe giriş bildirgesinin aslını Kurumdan getirterek imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, mümkünse başka bordro tanığı veya komşu işyeri tanığının beyanına başvurmak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince yeniden verilen “Davanın Kabulü” kararı bozulmalıdır.
G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.