Esas No: 2022/1500
Karar No: 2022/5537
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1500 Esas 2022/5537 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/1500 E. , 2022/5537 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : 1-...,
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili ve davalılar ..., ... ve ... tarafından duruşmalı, davalılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ... mirasçıları vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 07/06/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile bir kısım davalılar ... ve diğerleri vekili Av. ... ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, avukat olduğunu, davalıların 04.07.2001 tarihinde verdiği vekaletname ile 2001 yılından beri dava ve icra dosyalarında vekilliğini yaptığını, davalıların 01.02.2007, 02.11.2007 ve 13.11.2007 tarihlerinde kendisini haksız olarak azlettiklerini, şimdiye kadar davalılar tarafından kendisine 100.000,00 TL ödendiğini, takip ettiği dosyalardan toplam 5.750.000,00 TL vekalet ücretine hak kazandığını ileri sürerek; İstanbul Barosu' nun belirlediği Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince asgari %15' den aşağı olmamak üzere şimdilik 400.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 600.000,00 TL' ye yükseltmiştir.
Davalılar, davacının görevini layıkı ile yapmadığını, kendilerine gerekli bilgilerin verilmediğini, zarara uğrattığını, haklı olarak azlettiklerini belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 472.509,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen kararın davacı, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.05.2016 tarihli ilamı ile, “Dava konusu olayda, haklı azil söz konusu olduğundan bitmemiş dava ve takiplerden(tahsilatı yapılmamış olan) dolayı davacı davalılardan herhangi bir ücret isteyemez, bu hususta emek ve mesaisi gözönünde bulundurularak hakkaniyet adı altında mahkemece herhangi bir ücret belirlenemez. Azil tarihi itibariyle kesinleşmiş, sonuca bağlanmış dava ve takipler ile devam eden takipler yönünden tahsilat yapılmış ise tahsil edilen miktar yönünden taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi mevcut olmayıp, vekalet ilişkisi 04.07.2001 tarihinden itibaren başladığından bu tarihten 20.01.2004 tarihine kadar başlatılan dava ve takipler yönünden yüzde beş ile onbeş, 20.01.2004 tarihi ve sonrasında başlatılan dava ve takipler yönünden ise yüzde onu ile yüzde yirmi arasındaki bir oran tatbik edilecek, değeri para ile ölçülemeyen davalarda ise avukatlık asgari ücret tarifeleri uygulanacaktır. Ayrıca mahkemenin, gerekçeli kararında olayda %10 - %20 oran arasından alt sınır olan %10 oranın uygulanması gerektiğinin belirtilmesi ve bu gerekçenin davacı tarafından temyiz edilmemesi üzerine hesaplamada alt sınırın uygulanması gerektiğinin davalılar lehine kazanılmış hak oluşturduğu, davacı avukat tarafından daha önce gerek davalılardan vekalet ücretine mahsuben aldığı gerekse bazı icra dosyalarından ayrıca tahsil ettiği vekalet ücreti varsa bu miktarlarında hesaplanacak vekalet ücretinden düşülmesi gerektiği dikkate alınarak mahkemece, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yeniden oluşturulacak bilirkişi heyetinden taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek yetersiz bilirkişi rapor ve ek raporlarına değer verilerek yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, 349.280,28 TL'nin dava tarihi olan 23/11/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm davacı, davalılar ... mirasçıları ..., ..., ... ile ..., ..., ... ve ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara bozmaya uygun, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı ... mirasçılarının karar başlığında gösterilmemiş olmasının talep halinde mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hataya dayalı olduğunun anlaşılmış olmasına göre, davalı ... mirasçılarının tüm, davacı ve temyiz eden diğer davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usulü kazanılmış hakka ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değilse de gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında bu husus kabul edilmiştir.
Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11.09.2014 tarihli ilk kararda 472.509,00 TL alacağın tüm davalılardan tahsiline karar verilmiş ve bu karar davalı ... dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince davalı ... yönünden yapılan incelemede, peşin temyiz harcının eksik yatırılmasından dolayı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 05.12.2014 tarih ve 2007/344 esas 2014/297 Karar sayılı ek kararı yasaya uygun olduğundan bu ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, karar yukarıda açıklanan gerekçe ile temyiz eden diğer davalılar lehine bozulmuştur. O halde, kararı temyiz etmeyen ... ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilen ...’a yönelik verilen ilk karar davacı taraf için usulü müktesep hak oluşmuştur. Hal böyle olunca mahkemece, ilk kararda hükmedilen miktar ... ile ... aleyhine kesinleştiği ve davacının usulü kazanılmış hakkının oluştuğu gözetilerek adı geçen davalılar yönünden kesinleşen miktar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Eldeki dava, haksız azil nedenine dayalı vekalet ücretlerinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.05.2016 tarihli ilamı ile davacı avukatın azledilmesinin haklı nedene dayalı olduğu, azlin haklı olması halinde azil tarihi itibariyle kesinleşmiş, sonuca bağlanmış dava ve takipler ile devam eden takipler yönünden tahsilat yapılmış ise tahsil edilen miktar yönünden dava ve takiplerin başladığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece de bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre, davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Bir başka ifadeyle, mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla bozma doğrultusunda taraflar yararına usulü kazanılmış hak doğar. Bozma sonrası mahkemece tarafların usulü müktesep hakkını ihlal edecek şekilde hüküm kurulamaz. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen yukarıda anılan bozma ilamında işaret edildiği şekilde azil tarihi itibariyle kesinleşmiş işlerin tespit edilmesi gerekir. Oysaki dosyanın incelenmesinde; vekalet ücretine dayanak Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/344 E sayılı dosyasının azilden sonraki tarih olan 14.02.2008 tarihinde, yine Uyap’tan yapılan incelemede, Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/241 E sayılı dosyasında ise son olarak Yargıtayca 13.05.2019 tarihinde karar düzeltme talebinin reddedildiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece azil tarihinde kesinleşmeyen bu iki dosya nedeniyle davacının ücrete hak kazanmadığı kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... mirasçılarının tüm, davacı ve temyiz eden diğer davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden diğer davalılar yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, 17.894,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edenlerden davalı ... mirasçılarına yükletilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ve diğer davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.