
Esas No: 2020/10826
Karar No: 2022/4233
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10826 Esas 2022/4233 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Karar, taksirle öldürme suçuyla mahkum edilen sanıkların temyiz başvurularının incelenmesi sonucunda verilmiştir. Kararda, tebligat yapılması sürecinde yaşanan usulsüzlükler sebebiyle sanığın öğrenmeyle yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilmiştir. Olayın detaylarına göre, sanık kepçeyi kullanması ve kontrolsüz bir şekilde geri manevra yapması sonucu bir kişinin ölümüne neden olmuştur. Kararda, temel cezanın belirlenmesinde failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zamanın nazara alınması gerektiği belirtilerek, sanığın cezasında orantılılık ilkesine uyulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, sanık hakkında eksik cezaya hükmedilmesi, beraat kararı verilmesi gerektiği ve ceza miktarına, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına yönelik müdafinin temyiz itirazlarının reddedilmesi kararına varılmıştır.
Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanması istendiği için;
- TCK’nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52, 52/4. maddeleri: Taksirle öldürme suçunun unsurlarını ve ceza miktarını belirleyen maddelerdir.
- Tebligat Kanununun 10/2. maddesi: Tebligat yapılması sürecinde bilinen en son adresin esas alınması hakkında açıklamalar getiren madde olup, iki aşamalı bir yöntem benimsendiğini belirtmektedir.
- Tebligat Kanununun 21/1 ve 21/2. maddeleri: Normal tebligat ve muhtemel tebligatın yapılması esaslarını açıklayan maddelerdir. Adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilecektir.
- Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi: Tebligatın yerine getirilmesi ile ilgili usul ve esasları belirleyen maddelerdir. Tebligatın bila tebliğ iade edilmesi durumunda adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık ... ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin,
Sanık ...’in yokluğunda verilen 06/04/2016 tarihli kararın tebliği için adı geçen sanığın 11/06/2014 tarihli talimat duruşmasında beyanı alınırken bildirdiği en son adresi esas alınarak bila tebliğ iade edilen tebligat bulunmadığı halde, doğrudan mernis adresine “Mernis Adresi” ibareleri ile Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince 19/04/2016 tarihinde tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı, sanığın öğrenmeyle yaptığı 02/05/2016 tarihli temyiz başvurusunun süresinde olduğunu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre, sanık ...’ın proje müdürü ve iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığı ... İnş. Taah. Tic. A.Ş açık ocak işletmesinde bakım tamir atölyesinde lastikçi olarak çalışan sanık ...’in operatör belgesi olmadığı halde sevk ve idaresindeki lastik tekerlekli kepçe ile değiştireceği iş makinasının lastiklerini almak amacıyla ambara gittiği, kepçenin kovasına iki lastiği alıp ambardan dönerken geri manevra yaptığı esnada kepçenin sağ arka tekerinin bakım atölye şefi olarak çalışan...’e çarpması sonucu mağdurun ölmesi ile sonuçlanan olayda, sanık ...’in yetkili olmadığı halde kepçeyi kullanması, iş arkadaşından yardım almadan ve aracı yavaşlatmadan kontrolsüz şekilde geri manevra yaparak mağdura çarpması nedeniyle asli kusurlu, sanık ...’ın şantiye sahasında uygun bir trafik düzenlemesinin yapılmaması, büyük iş makinası lastiklerinin taşınması işinin daha uygun araçlarla yapılmasını sağlamaması, operatörlük belgesi olmayan kişilerin iş makinalarını kullanmalarına engel olunmaması, buradaki güvenliğin çalışanların bilgi, tecrübe ve inisiyatiflerine terk edilmesi, iş yerinde kepçe ve benzeri iş makinalarını kullananları mesleki yönden ve iş sağlığı ve güvenliği yönünden gereği gibi eğitmemiş, güvenli çalışma alışkanlığı kazandırmamış ve denetlememiş emniyetsiz çalışmalarını engellememiş olmasından dolayı tali kusurlu olduğu anlaşılmakla,
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken,asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölmesine neden olan sanık ... hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini yerine, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ...’in beraat kararı verilmesi gerektiğine, ceza miktarına, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına yönelik, sanık ... müdafinin erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına,eksik inceleme yapıldığına, kusur durumuna, illiyet bağı olmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 31.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.