Esas No: 2022/3842
Karar No: 2022/5515
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3842 Esas 2022/5515 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalılarla yapılan daire satış sözleşmeleri, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi olmayıp alacağın temliki hükümlerine tabi bir işlem olarak değerlendirilmiştir. Davacının taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemenin yazılı şekilde hüküm kurması yanılgılı değerlendirme olarak görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak; Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ve devamı maddeleri alacağın temliki hükümlerini, 184. madde alacağın temliki sözleşmesinin geçerli olduğunu, ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi hükmün bozulmasına ilişkin olarak açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
DAVALILAR : 1-... VEK. AV. ...,
2-... VEK. AV. ...
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan Abdurrahman ile yapılmakta olan ... Sitesinden 7 nolu daireyi 55.000 TL bedelle satın almak üzere anlaştığını, sözleşme gereği davalı ...'ın daireyi 30/10/2007 tarihinde teslim etmesi gerektiğini ancak teslimatın yapılmadığını, bunun üzerine diğer davalı ... ile yeniden yaptığı sözleşmeye göre davalı ...'ın sattığı daireye karşılık aldığı 44.000 TL'yi diğer davalı ...'e ödeyeceğinin ve davalı ...'in de, bir daire vereceğinin kararlaştırıldığının ancak bu dairenin de teslim edilmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her iki davalı ile yapmış olduğu daire satış sözleşmelerinin feshi ile daire emsal bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 02/06/2016 tarihli beyan dilekçesi ile ya emsal bedelinin ya da ödenen 44.000 TL bedelin faizi ve yapılan tapu masrafları ile birlikte iadesini istediğini belirtmiştir.
Davalılardan Abdurrahman; inşaatın zamanında teslim edilememesi nedeniyle davacıdan alınan 44.000 TL ödemenin, davacının rızası ile diğer davalıya devredildiğini savunarak, aleyhinde açılan davanın reddini dilemiş, diğer davalı ... davayı cevap vermemiştir.
Mahkeme; davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne, davalı ... hakkında açılan davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 13/01/2020 tarihli ve 2016/30288 E. 2020/30 K. sayılı kararla; davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, tüketici mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama neticesinde; iç ve dış yüklenme neticesinde borcun nakli sonucu ilk borçlu davalı ...’ın borcundan tamamen kurtulduğundan bu davalı hakkında açılan davanın reddine, diğer davalı ... hakkında açılan davanın kabulü ile yapılan 44.000 TL ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı ...'in tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, dava dilekçesinde daire emsal bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 02/06/2016 tarihli beyan dilekçesi ile de; ilk talebinden açıkça vazgeçmeyerek ya emsal bedelin ya da ödenen 44.000 TL bedelin faizi ve yapılan tapu masrafları ile birlikte iadesini istediğini açıklamıştır.
Hal böyle olunca, mahkeme; davaya konu sözleşmenin tarafı olan davacının tüketici, davalının yüklenici olduğu, yükleniciye ait bağımsız bölümün adi yazılı bir sözleşmeyle davacıya satılmasının, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil; TBK'nın 183 vd. maddelerinde düzenlenen alacağın temliki hükümlerine tabi bir işlem olduğu, taraflarca yasal şekilde düzenlenmiş olan alacağın temliki sözleşmesinin TBK'nın 184.maddesi uyarınca geçerli olduğu, bu sözleşme gereğince davacının, toplam 44.000 TL ödemiş olduğunu ispat ettiği, dairenin ise kendisine teslim edilmediği yine geçerli sözleşmede teslim tarihinde dairenin teslim edilememesi halinde emsal değerden alıcının parasının iade edileceğinin kararlaştırılmış olduğu hususları değerlendirildiğinde, davacının taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebileceği gözetilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 2.254,25 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.