22. Hukuk Dairesi 2016/12524 E. , 2019/9970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalı Belediyede eylül 2004 tarihinde çalışmaya başlayıp 20.04.2009 tarihine kadar çalıştığını, 29 Mart yerel seçimlerinde yeni başkanın rahat çalışabilmesi için emekliğini istediğini, Belediye Başkanının dilekçesini almaması üzerine noterden ihtarname gönderdiğini, davalının tamamen gerçeğe aykırı beyanlarla cevap verdiğini, gerek kanundan gerekse toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı ve maaş alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kurumlarında fiili çalışmasının bulunmadığını, davacı hakkında önceki Belediye Başkanı tarafından 2004 Mart yerel seçimlerinden sonra işe giriş bildirgesinin düzenlendiğini, bu şekilde gerçek dışı beyanlar ile davalı Belediyeyi zarara uğratan önceki başkan hakkında Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın devam ettiğini, neticesinin beklenilmesi gerektiğini, davacının sırf siyasi amaçlarla görünürde belediye işçisi olarak gösterilmekle birlikte gerçekte belediyede hiçbir şekilde çalışmadığını, belediyeye dahi uğramadığını, davacının ne iş yaptığını da açıklayamadığını, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, davacının davalı nezdinde fiilen çalışıp çalışmadığı, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarına esas olacak şekilde çalışmasının olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma olgusunu ispat külfeti bunu iddia eden davacı tarafa ait olup, davacı davalı işyerinde çalıştığını ikamesi mümkün her türlü delil ile ispat edebilir.
Somut olayda davacı, bu bağlamda çalışma olgusunu ispat etmeye yönelik herhangi bir delil sunamamıştır. Dosyada ispat yükü üzerinde olan davacı taraf, tanık dinletmemiş, dinlenilen davalı tanıkları da davacının belediyeyede ne iş yaptığını bilmediklerini, kendisini belediyede görmediklerini, resmi olarak maaş aldığını ancak herhangi bir iş yapmadığını, herhangi bir çalışmasına tanık olmadıklarını, ... Belediyesinde danışman olarak bir kadronun olmadığını beyan etmişlerdir.
Davacının danışman olarak çalıştığını iddia ettiği ... Belediyesi, kapatıldığı için Malatya ili ... ilçesine bağlanan belde belediyesi statüsündedir. Davacı her ne kadar davacının belediyede danışman olarak hizmet verdiğini iddia etmiş ise de, dosya kapsamından davacının, davalı Belediyeye hangi uzmanlık alanında danışmanlık hizmeti verdiği, danışman sıfatıyla çalıştırıldığı iddia olunan davacının çalıştığı süre içerisinde, belediyeye hangi konularda danışmanlık yaptığı ve ne tür projeler ortaya koyduğu da yargılamanın hiç bir aşamasında ıspatlanamamıştır. Ülkemizde, uzmanlık gerektiren alanların çokluğu ve niteliği gereği yaygın olarak büyükşehir belediyelerinde danışman istihdamı yapılmakta ise de, bunun haricinde davalı ... gibi küçük ölçekli sayılabilecek, il, ilçe veya belde belediyesinde danışman sıfatıyla işçi çalıştırılmasına gerek duyulmamaktadır. Yargılamada, davalı belediyenin hangi uzmanlık konularında ve hangi gerekçe ile danışman istihdamına ihtiyaç duyduğu her türlü şüpheden uzak ve tereddüte mahal bırakmayacak biçimde aydınlatılabilmiş de değildir.
4857 sayılı İş Kanununun 92/son maddesinin de davada irdelenmesi gerekmektedir. Anılan hüküm uyarınca iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir, diğer bir anlatımla; yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Maddede ifade edilen tutanaklar; müfettiş tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, işçi veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkarına konu olmayan tutanaklardır. İş müfettişi raporlarının, rapora dayanak alınan tutanaklar ile birlikte değerlendirilmesi ve ekli tutanakların anılan Kanun kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunun kabulü, 4857 sayılı İş Kanununun 92/son maddesinin açık hükmü karşısında zorunludur.
Somut olayda; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın İş Müfettişi Vahap Demirel imzalı 15.06.2009 tarihli tutanağında “ ...’ın iş sözleşmesinin SGK evrakları üzerinde işçi olarak gösterilip, 01.09.2004-15.04.2009 tarihleri arasında devam ettiği, adı geçenin ... Belediye Başkanlığı işyerinde bir tek gün dahi işçi olarak çalışmadığı, ne varki işyerinde ilişiğinin devam ettiği tarihlerden Şubat-Mart dönemi olmak üzere 15.03.2009 tarihine kadar ve son olarak yemek ve aile yardımı dahil aylık brüt 963,00 TL ödendiği, 15 Mart ve 15 Nisan 2009 dönemi için işyerinde fiili bir çalışması olmadığından bu tarihler arası için ücret de tahakkuk ve tediye edilmediği, esasen bu ve benzeri durumdaki 8 işçinin ... Belediye Başkanlığı işyerine hiç uğramayıp, işçi olarak çalışmamaları nedeniyle kağıt üzerinde işçi olarak gösterilip SGK’na prim yatırıldığı, sadece ...’a son ay hariç tüm süre için aylık ücret ödendiği, işçiliği gerçek olmayan ... dahil 9 kişinin işçi statülerinin iptali için işverence 30.04.2009 tarih ve 122 sayılı yazı ile Malatya SKK’na başvuruda bulunulduğu gibi, aynı doğrultuda 18.05.2009 tarihli dilekçe ile işverence ... hakkında Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruda bulunulduğu” hususları tespit edilmiş ve tutanağa bağlanmıştır. Yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde iş bu teftiş kurulu tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğine haiz olup davacının anılan rapora itiraz ettiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belge de dosya kapsamında bulunmadığı gibi yargılama aşamasında da davacı tarafça raporun aksi de ispatlanmış değildir.
Tüm bu hususlar ve dosya kapsamında celbedilen deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı belediyede fiilen çalışmadığı, kayden çalışıyor gösterilmek suretiyle maaş ödendiği ve sigorta primlerinin yatırıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.