Esas No: 2022/4029
Karar No: 2022/5470
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4029 Esas 2022/5470 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/4029 E. , 2022/5470 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ......
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; bölge adliye mahkemesince temyiz başvurusunun reddine dair verilen ek kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıdan örtü altı sera yetiştiriciliği yapmak üzere iki adet taşınmaz kiraladığını, serada yer alan sümbül otu nedeniyle yetiştirmek üzere diktiği domates fidelerinin zarar gördüğünü, davalıya serada sümbül tu olup olmadığını kiralama öncesi sorduğunu ve buna göre ekim yaptığını, davalının kiraya verdiği taşınmazlar nedeniyle zarara uğradığını, davalının domates bitkilerinde oluşan verim, kalite, kazanç kaybını, sümbül otu ile mücadele kullanılan ilaç, gübre masrafları ve sümbül otu ile mücadele etmek için yapılan fazla işçilik ücretinden sorumlu olduğunu iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; kira sözleşmesinin yapıldığı ve taşınmazların kiracıya verildiği tarihte serada sümbül otu bulunmadığını, kış aylarında yağan kar yükünden dolayı seraların çökmemesi için örtünün kaldırıldığını, toprağın 5-6 ay örtüsüz kaldığını, sümbül otu tohumunun yağmur ve kar sularıyla rüzgarın ve hava koşullarının etkisi ile sera toprağına bulaşmış olabileceğini, önceden belli olmayan durumlar için sözleşmede yer verilen şartların geçersiz olduğunu, davacının toprak hazırlığı ve dezenfekte işlemi yaparak toprağı yabani otlardan ve zararlılardan korunması gerektiğini, kusuru bulunmadığından zarardan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; sübut bulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; istinafa konu kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiş; kararın davacı tarafından temyizi üzerine, 31/03/2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; ek karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafın ek karara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesi uyarınca; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hallerde, alacaklının, hukuki ilişki ile asgari bir miktar ya da değer belirterek alacak davası açabilmesi belirsiz alacak davası ile mümkündür. Belirsiz alacak davası açan davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan, karşı tarafın muvafakati aranmaksızın ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunu artırabilecektir.
Aynı Kanun'un kısmi davaya ilişkin 109. maddesi uyarınca, talep konususun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülebileceği düzenlenmiştir. Kısmi dava ile davacı, talep konususunun tamamı hakkında dava açma imkânı bulunmasına rağmen yalnız bir kısmını talep etmektedir. Bir kimsenin kısmi bir dava açıp açmadığı ancak dava dilekçesinden, davacının talep sonucundan anlaşılır. Davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesine gerek yoktur, alacağın yalnız bir kesiminin dava edildiğinin anlaşılması yeterlidir. Özellikle davacının “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak” veya “şimdilik alacağın belirli bir miktarını dava ettiğini” belirterek açtığı davalar kısmi dava niteliğindedir. Kısmi dava açılması halinde davaya konu edilmeyen kısmın ayrı bir davayla talep edilmesi veya aynı davada ıslah yoluyla dava konusuna dahil edilmesi mümkündür.
Alacağın hangi hallerde belirsiz, hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir talep konusu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gereklidir.
Somut olayda; davacı, kar mahrumiyeti zararını belirsiz alacak davası; yapılan masraflara yönelik zarar taleplerini ise kısmi dava olarak talep etmiştir.
HMK 341. maddesinin üçüncü fıkrasına göre alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Yine temyiz edilemeyen kararları düzenleyen HMK m.362 uyarınca da alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
Hal böyle olunca HMK m.362 uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle davacının davaya konu ettiği alacağın kısmen talep edildiği gözetildiğinde ilk derece mahkemesi kararı, miktar itibariyle kesin nitelikte olmadığından bölge adliye mahkemesince verilendavacı tarafın temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 31/03/2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2- İlk derece mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin nitelikte olmadığına dair yukarıda yapılan açıklamalar, bölge adliye mahkemesince verilen istinaf talebinin usulden reddine dair 28/01/2022 tarihli karar yönünden de geçerlidir.
Bu durumda bölge adliye mahkemesince, davacının istinaf başvurusu esas yönünden incelenerek taraf delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin nitelikte olduğundan bahisle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi ek kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı verene bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 06/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.