Esas No: 2022/3045
Karar No: 2022/5418
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3045 Esas 2022/5418 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/3045 E. , 2022/5418 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
VEK.AV. ......
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kızı ......'ın eğitim öğretim hayatına davalı şirketin kurumlarında devam etmesi için ...... Eğitim Kurumlarına başvurduğunu, eğitim yılının başlangıcında 2 Eylül tarihinde davalı şirketin yetkilisiyle kayıt işlemi için görüşmelerde bulunduğunu, şirket yetkilisinin okula kayıt işleminin öncesinde bir hazırlık sınıfı için ingilizce seviye belirleme sınavı olduğunu ve bu sınava okula kayıt olmadan girilemeyeceğini bildirdiğini, kızının sınavda başarısız olması durumunda okula kayıt yapmak istemediğini söylediğini, okul yetkililerinin de bunu kabul ettiğini, bunun üzerine ingilizce hazırlık sınavını kazamadığı takdirde okul kaydının silinmesi şartıyla kızını okula kaydettirtiğini ve kayıt bedeli olarak 36.500,00 TL kredi kartı ile peşin olarak ödediğini, kızının 3 Eylül tarihinde hazırlık sınavına girdiğini ve 4 Eylül günü açıklanan sonuca göre başarısız olduğunu, davalının daha önce hiç söz edilmediği halde %10 kesinti yaparak iade olarak 32.850,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, haksız olarak kesilen 3.650,00 TL'nin tarafına iadesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece ilk kararında davanın kabulü ile 3.650,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp, davacıya ödenmesine dair karar davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 gün 2017/1374 -2020/5438 sayılı ilamı ile,6100 sayılı HMK’nin “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alındığını ve sözü edilen Yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmadığını,somut olayda, davacının 3.650,00 TL'nin davalıdan tahsilini istediğini,mahkemece 3.650,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verildiğini ve davacının faiz talebinde bulunmadığınn anlaşıldığını, HMK 26. maddesine göre hakim tarafların talepleriyle bağlı olduğunu ve talep dışına çıkarak karar veremeyeceği gerekçesiyle temyiz eden davalının diğer temyiz itirazları incelenmeksizin davalı yararına karar bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 24/03/2022 tarihli yazısında;Yargıtay'ın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkemenin, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorunda olduğunu,bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olacağını, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacının, bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumak olacağı ve Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşeceği ve kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturacağını ve bozma kararına uymuş olan mahkemece, bozma kararı doğrultusunda inceleme yaparak, hüküm kurması gerekirken yazılı şeklide karar verilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nin 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir.
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
04/02/1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, usuli kazanılmış hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Bu ilkeler ışığında dosya incelendiğinde; mahkemece ilk kararda, davanın kabulü ile 3.650,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair karar verildiği, hükmün davalı tarafça temyiz edildiği anlaşılmakla Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 gün 2017/1374 -2020/5438 sayılı ilamı ile mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı davrandığı gerekçesiyle yalnızca usul bozması yapılmış olup davalının diğer temyiz itirazları incelenmeden karar davalı yararına bozulmuştur.Faiz dışındaki hususların ve esasa dair temyiz itirazlarının bozma dışında bırakılması veya reddedilmesi gibi bir durum olmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra delilleri ve davanın esasını tekrar serbestçe değerlendirip takdir etmesinde herhangi bir engel yoktur.. O halde mahkemece, davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişkin kanun yararına bozma talebinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.