Esas No: 2022/3785
Karar No: 2022/5387
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3785 Esas 2022/5387 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/3785 E. , 2022/5387 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 1980 yılından 01/09/2012 tarihine kadar davalıya ait işyerinde usta ... olarak çalıştığını, 2000 yılında emekli olduğunu, bu süreçte davalının kıdem tazminatının ödeneceğini belirtmesine rağmen ödemediği gibi 01/09/2012 tarihinde de hiçbir gerekçe göstermeksizin kendisini işten çıkardığını, en son net ücretinin 900 TL olduğunu, tüm çalışma döneminde her yıl 1 hafta yıllık izin yaparak haftanın 6 günü 09:00 – 20:00 arasında, 2 ayda bir olmak üzere pazar günleri ve dini bayramlar dışındaki genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla 200 TL kıdem tazminatı, 100 TL ihbar tazminatı, 100 TL yıllık izin ücreti, 200 TL fazla mesai ücreti, 200 TL bayram ve genel tatil ücreti, 200 TL kötüniyet tazminatı alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacının 1988 yılının mart ayında yanında çalışmaya başladığını ve 2001 yılında emekli olarak çalışmasına son verdiğini, davacıya asgari ücret verdiğini, davacının Borçlar Kanunundan kaynaklanan tüm alacaklarını aldığını ve izinlerini kullandığını, mahkeme aksi kanaatte ise alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; iş mahkemesinin görevsizlik kararından sonra yargılama yapılarak davanın kısmen kabulüne, davacının kıdem tazminatı, genel tatil ücreti tazminatı ve izin ücreti tazminatı taleplerinin reddine, davacının fazla mesai ücreti talebinin kısmen kabulü ile 72 TL fazla mesai ücretinin dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 128 TL fazla mesai ücreti isteminin reddine, davacının ihbar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulü ile dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak 100 TL ihbar tazminatı ve 200 TL kötüniyet tazminatının dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. (Kapatılan) Hukuk Dairesi’nin 11/06/2019 tarihli, 2017/4634 esas, 2019/7026 karar sayılı ilamıyla "...mahkemece, davalı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı değerlendirilmeli, feshin işveren tarafından haksız yada işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinin belirlenmesi halinde işçinin BK.nun az yukarıda değinilen hükümlerinde düzenlenen tazminatları isteyebileceği gözetilmeli ve bu konuda davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan, gerekirse tanıkların yeniden anlatımlarına başvurulduktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Davalı tarafından haksız bir fesih yapılmış ise işçinin 2 haftalık ücreti tutarında ihbar tazminatına hükmedilebileceği, ayrıca BK.nun 329. maddesinde düzenlenen fazla çalışması ispatlandığı taktirde ücretle mütenasip bir miktar kabul edilmeli ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirilmelidir. Keza hafta tatili, genel tatil ile yıllık izin konusunda da davacının talepleri değerlendirilmeli ve BK.nun 334. maddesi gözetilerek akabinde uzman bir bilirkişiden rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyulduğu belirtilerek, davacının, davalının da şahsen çalıştığı terzihanede ... olarak çalıştığı, dosya kapsamındaki tanık beyanlarından davacının davalıdan izin alarak il dışında bulunan oğlunun yanına gitme talebi ile geçici süre ile il dışına çıktığı, davalının iş akdini haksız nedenle feshettiği, feshin haksız olduğu anlaşıldığından Yargıtay ilamı doğrultusunda aldırılmış olan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne; davacının kıdem tazminatı talebinin reddine, 494,22 TL ihbar tazminatı alacağının dava tarihi olan 31/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 13.895,64 TL yıllık izin ücreti alacağının dava tarihi olan 31/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 3.692,04 TL fazla mesai ücreti alacağının dava tarihi olan 31/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 515,34 TL genel tatil ücreti alacağının dava tarihi olan 31/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 4.447,93 TL kötü niyet tazminatı alacağının dava tarihi olan 31/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer tüm taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, davacının hizmet akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı konusunda BK.’nun 344. maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK.’nun 345/1. Maddesi’nde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükümleri değerlendirilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı taraf hizmet akdinin davalı tarafından haklı bir neden olmadan sona erdirildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının emekli olup çalışmasına son verdiğini savunmuştur. Ancak dinlenen tanıklara göre davacının emekli olduktan sonra çalışmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davalının, aralarındaki hizmet akdini haklı nedenle sona erdirdiğini ispat etmesi gerekir. Ancak bu hususu ispat edememiş ve davalı tarafından davacının hizmet akdinin haklı bir neden olmadan feshedildiği tespit olunmuştur. Mahkemece de feshin davalı tarafından haksız olarak yapıldığının kabul edilmesine rağmen TBK gereğince kıdem tazminatı talep edilemeyeceğinden tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Oysaki maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava hizmet akdinin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle hak kazanılacak olan muhik tazminat alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece; 818 sayılı BK’nun 345. maddesine göre belirlenecek muhik tazminat miktarı üzerinden davacının kıdem tazminatı alacağına ilişkin muhik tazminat adı altında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kıdem tazminatı alacağına dair bir hükmün BK’da yer almadığı gerekçesiyle bu talebin doğrudan reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talebi halinde davacıya iadesine, 1.160,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.